KA.DER, 7 Haziran Genel Seçimleri’nde kadın milletvekili sayısının artması için “Biz Ne Diyoruz Siz Ne Anlıyorsunuz!” kampanyasını başlattı. Kampanyanın tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan KA.DER Genel Başkanı Gönül Karahanoğlu, “Türkiye, 7 Haziran’da yapılacak Genel Seçimlerde TBMM’de yer alacak 550 milletvekilini seçecek. Nüfusun yüzde 50’sini oluşturan kadınların meclisteki temsilinin de yüzde 50 olması gerekiyor. Yüzde 14,39 olan kadın milletvekili oranı, kadınların seslerini duyurmalarını ve eşitlikçi yasalar çıkmasını engelliyor. Bu kampanya ile ‘Sayın liderler, sesimize kulak verin, 2015 Genel Seçimleri’nde kadın milletvekili sayınızı erkeklerle eşitleyin. Demokrasinin gerçek kahramanı olun’ diyoruz” dedi.
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), 26 Mart Perşembe günü Dedeman Otel’de düzenlediği basın toplantısıyla Genel Seçim Kampanyasını başlattı. KA.DER bu kampanya ile kadın temsil sorununa dikkat çekmek için mecliste yer alan partilerin başkanlarına seslendi. AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “Biz Ne Diyoruz Siz Ne Anlıyorsunuz!” sloganıyla seslenen KA.DER, siyasette yer almak isteyen ama bir dizi engelle karşılaşan kadınların sesi oluyor.
Kampanyanın tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan KA.DER Genel Başkanı Gönül Karahanoğlu, “Türkiye’de siyasal yaşam onu belirleyen erkeklerin normlarına göre şekilleniyor. Bu afişler sizi güldürebilir ama liderlerin siyasete girmek isteyen kadınlara karşı sergiledikleri tutum aynen böyle… Kadınlar siyasi alanda sesini duyurmaya çalışıyor, bu sesler liderler tarafından duyulmuyor, çoğu zaman da siyasette yer almak isteyen kadınlar, erkek egemen siyasetin alay konusu oluyor. Siyaseti erkek işi gören zihniyet, kadınları siyasal yaşamda yok saymaya devam ediyor, kadını siyasal yarışın dışında bırakıyor” dedi.
Tüzüğünde ‘tüm karar alma mekanizmalarında kadınlar için en az eşit temsili’ öngörmüş bir parti olan HDP’yi, ’iyi örnek‘ olarak gösterebileceklerini söyleyen Karahanoğlu, şunları kaydetti: “Parti organlarında ve yerel yönetimlerde ‘eşbaşkan’ uygulaması kadın-erkek eşit temsili açısından örnek bir model. Bu model veya benzerleri diğer siyasal partiler tarafından da benimsenip uygulanabilir.”
“Türkiye’de kadınlar ‘temsil krizi’ yaşıyor”
Türkiye’de kadınların temsil krizi yaşadığını söyleyen Karahanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Kadınlar aday gösterilmiyor, dolayısıyla seçilemiyor. Gerek yerel yönetimlerde gerekse TBMM’de kadın temsili ‘kritik eşik’ olarak nitelendirilen yüzde 33’ün çok altında. Türkiye, Haziran 2015’te Genel Seçimler ile TBMM’de yer alacak 550 milletvekilini seçecek. Nüfusun yüzde 50’sini oluşturan kadınların meclisteki temsilinin de yüzde 50 olması gerekiyor. Yüzde 14,39 olan kadın milletvekili oranı, eşitlikçi yasalar çıkmasını engelliyor. Bu kampanya ile ‘Sayın liderler, sesimize kulak verin, 2015 Genel Seçimleri’nde kadın milletvekili sayınızı erkeklerle eşitleyin. Demokrasinin gerçek kahramanı olun’ diyoruz.”
“Eşitlik ilkesine inatla karşı çıkan siyasetçilerle karşı karşıyayız”
Nüfusun yarısının yok sayıldığı, yönetime katılımdan yoksun bırakıldığı bir ülkede, adalet, demokrasi ve eşitlikten söz edilemeyeceğini belirten Karahanoğlu, şunları kaydetti: “Anayasada belirtilen ‘eşitlik ilkesine’ karşı çıkan, ‘ayrımcılık yapmakta direnen’ siyasetçilerle karşı karşıyayız. 81 ilimizin 43’ünde kadın milletvekili yok. Bu demokrasi ayıbı tablo ancak adaylaşma sürecinde çok radikal bir değişimle değiştirilebilir. Bu arada sizlere 8 Mart karnemizi hatırlatmak istiyoruz. Bu yıl kadın cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla karnemizi siyah yayınladık. Bu karne, kadınları ısrarla görmezden gelen erkek siyasetine verilen bir tasdiknamedir. Bu rakamlara sadece 8 Mart’ta değil bütün yıl boyunca bakmamız gerekiyor. Eril siyasette ısrar eden partilerin bu tabloya bakarak ‘Biz nerede yanlış yapıyoruz?’ demeleri gerekiyor.”
“Gerçek demokrasi için kadınları aday gösterin”
2015 Genel Seçimlerinde, kadınların yok sayılmamasını istediklerini vurgulayan Karahanoğlu, “Siyasal süreçlerde kadınlar erkekler tarafından temsil edilemez. Çünkü bir grup insan, kendi yaşamadığı sorunlarla karşı karşıya kalan diğer bir grup insanın yaşamını ilgilendiren temel konularda karar verme yetkisine sahip ise ‘temsil eden’ ile ‘temsil edilen’ arasındaki ilişkinin demokratik olup olmadığı tartışmalı hale gelir. Kadınların sorunlarının çözümünün kadınların siyasal temsili ile olanaklı olduğunu kabul etmek, demokrasinin ilkesi olan kendi yaşamı hakkında karar verme gereğidir. Kadının siyasi katılımı, her şeyden önce ‘gerçek demokrasi’ için gereklidir. Bu yüzden, eşitlik ilkesine karşı çıkmayın ve gerçek demokrasi için kadınları aday gösterin” dedi.
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), 26 Mart Perşembe günü Dedeman Otel’de düzenlediği basın toplantısıyla Genel Seçim Kampanyasını başlattı. KA.DER bu kampanya ile kadın temsil sorununa dikkat çekmek için mecliste yer alan partilerin başkanlarına seslendi. AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “Biz Ne Diyoruz Siz Ne Anlıyorsunuz!” sloganıyla seslenen KA.DER, siyasette yer almak isteyen ama bir dizi engelle karşılaşan kadınların sesi oluyor.
Kampanyanın tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan KA.DER Genel Başkanı Gönül Karahanoğlu, “Türkiye’de siyasal yaşam onu belirleyen erkeklerin normlarına göre şekilleniyor. Bu afişler sizi güldürebilir ama liderlerin siyasete girmek isteyen kadınlara karşı sergiledikleri tutum aynen böyle… Kadınlar siyasi alanda sesini duyurmaya çalışıyor, bu sesler liderler tarafından duyulmuyor, çoğu zaman da siyasette yer almak isteyen kadınlar, erkek egemen siyasetin alay konusu oluyor. Siyaseti erkek işi gören zihniyet, kadınları siyasal yaşamda yok saymaya devam ediyor, kadını siyasal yarışın dışında bırakıyor” dedi.
Tüzüğünde ‘tüm karar alma mekanizmalarında kadınlar için en az eşit temsili’ öngörmüş bir parti olan HDP’yi, ’iyi örnek‘ olarak gösterebileceklerini söyleyen Karahanoğlu, şunları kaydetti: “Parti organlarında ve yerel yönetimlerde ‘eşbaşkan’ uygulaması kadın-erkek eşit temsili açısından örnek bir model. Bu model veya benzerleri diğer siyasal partiler tarafından da benimsenip uygulanabilir.”
“Türkiye’de kadınlar ‘temsil krizi’ yaşıyor”
Türkiye’de kadınların temsil krizi yaşadığını söyleyen Karahanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Kadınlar aday gösterilmiyor, dolayısıyla seçilemiyor. Gerek yerel yönetimlerde gerekse TBMM’de kadın temsili ‘kritik eşik’ olarak nitelendirilen yüzde 33’ün çok altında. Türkiye, Haziran 2015’te Genel Seçimler ile TBMM’de yer alacak 550 milletvekilini seçecek. Nüfusun yüzde 50’sini oluşturan kadınların meclisteki temsilinin de yüzde 50 olması gerekiyor. Yüzde 14,39 olan kadın milletvekili oranı, eşitlikçi yasalar çıkmasını engelliyor. Bu kampanya ile ‘Sayın liderler, sesimize kulak verin, 2015 Genel Seçimleri’nde kadın milletvekili sayınızı erkeklerle eşitleyin. Demokrasinin gerçek kahramanı olun’ diyoruz.”
Nüfusun yarısının yok sayıldığı, yönetime katılımdan yoksun bırakıldığı bir ülkede, adalet, demokrasi ve eşitlikten söz edilemeyeceğini belirten Karahanoğlu, şunları kaydetti: “Anayasada belirtilen ‘eşitlik ilkesine’ karşı çıkan, ‘ayrımcılık yapmakta direnen’ siyasetçilerle karşı karşıyayız. 81 ilimizin 43’ünde kadın milletvekili yok. Bu demokrasi ayıbı tablo ancak adaylaşma sürecinde çok radikal bir değişimle değiştirilebilir. Bu arada sizlere 8 Mart karnemizi hatırlatmak istiyoruz. Bu yıl kadın cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla karnemizi siyah yayınladık. Bu karne, kadınları ısrarla görmezden gelen erkek siyasetine verilen bir tasdiknamedir. Bu rakamlara sadece 8 Mart’ta değil bütün yıl boyunca bakmamız gerekiyor. Eril siyasette ısrar eden partilerin bu tabloya bakarak ‘Biz nerede yanlış yapıyoruz?’ demeleri gerekiyor.”
“Gerçek demokrasi için kadınları aday gösterin”
2015 Genel Seçimlerinde, kadınların yok sayılmamasını istediklerini vurgulayan Karahanoğlu, “Siyasal süreçlerde kadınlar erkekler tarafından temsil edilemez. Çünkü bir grup insan, kendi yaşamadığı sorunlarla karşı karşıya kalan diğer bir grup insanın yaşamını ilgilendiren temel konularda karar verme yetkisine sahip ise ‘temsil eden’ ile ‘temsil edilen’ arasındaki ilişkinin demokratik olup olmadığı tartışmalı hale gelir. Kadınların sorunlarının çözümünün kadınların siyasal temsili ile olanaklı olduğunu kabul etmek, demokrasinin ilkesi olan kendi yaşamı hakkında karar verme gereğidir. Kadının siyasi katılımı, her şeyden önce ‘gerçek demokrasi’ için gereklidir. Bu yüzden, eşitlik ilkesine karşı çıkmayın ve gerçek demokrasi için kadınları aday gösterin” dedi.
Kaynak: Banu Barlas