15 Temmuz darbesi komisyon başkanı, Anayasa komisyonu başkan vekili, Ak Parti Burdur Milletvekili Sayın Reşat Petek’ten aldığımız randevu ile Burdur’un Bucak ilçesine gittik.
HALK ADAMI REŞAT PETEK
Ailesiyle birlikte hafta sonu tatili geçirmeye gittiğini düşündüğümüz Reşat Petek’i halkın arasında, esnaf ziyaretinde bulduk. Esnaf ziyaretinden sonra merkez camiinde namaz kılan Petek’le birlikte iki de halk düğünü ziyareti gerçekleştirdik.
Petek; “Reis’in “ Ben milletten başka bir şey tanımıyorum, dayandığım millettir.” dediği gibi ben de halka çok önem veriyorum.”
Son derece önemli bir görev üstlenen Petek’in işinden arta kalan zamanda her hafta halkla iç içe olduğunu öğrendik ve kendisine gelen herkesi tek tek dinlediğine bizzat şahit olduk. Yoğun bir günün ardından bizi evinde ağırlayıp 3 saat boyunca sorularımızı cevaplandıran Sayın Petek’e teşekkürü bir borç biliriz.
Banu Barlas: Sayın başkanım, Fetö ile mücadele konusunda hangi aşamadasınız?
HEPSİNİ TEMİZLEYECEĞİZ!
“Bu konuda başbakanın kesin talimatı var, temizleyeceğiz. Ancak temizliyoruz deyip de mağdur olanlara kapımızı asla kapatmıyoruz, kapatmayacağız. 6 Bin öğretmen iade edildi mesela. İhraç da edilmedi, temize de çıkmadı.”
Banu Barlas: İade edilenlerin PKK lı olduğu söyleniyor
Petek: “Diyarbakırda da iade olduğu için bu böyle ifade ediliyor olabilir ama böyle değil. Çoğunluğu Fetö iddiasıyla çağrılanlar. Kanun Hükmünde Kararnamelerden de iadesi az da olsa iadeler devam ediyor.”
2. DALGA HAKSIZLIĞA UĞRAYAN MAĞDURLAR
Banu Barlas: Sayın başkanım, bahsedilen 2. dalga haksızlığa uğrayan mağdurlarla geliyor. Sizin komisyonunuz da dâhil olmak üzere, etkili yetkili yerlerde bulunan paralellerin, paralel olmayanları paralel ilan etmesiyle oluşan bir mağdur ordusu yaratıldı. Bunlardan oluşan halk, bu haksızlığa karşı en çok Ak Partiye bileniyor ve silahlanıyor. Paralel olup olmayanların belli olmadığı sistem (SÖZDE) paralel ayıklıyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?
Reşat Petek: “Bu anlamdaki mağduriyetler gideriliyor, giderilecek de.” Dedi ve ilave etti…
TEK KRİTERLE AÇIĞA ALINDILAR
“Sadece çocuğunu okutma gibi tek kriterle açığa alınanlar oldu. Ancak tek kriterle açığa alınanlar geri iade edildiler. Hepsi iade edildi. Bir de şu var, ben yaş itibariyle savcı olarak 12 Eylül ü de yaşadım, öncesiyle. 28 Şubatın hem kendim mağduruydum hem de davanın takipçisiydim.
Darbe dönemlerinde bazı mağduriyetler yanlış yapılmışsa o mağduriyetlerin dozu dikkate alınarak hemen tamir imkânları ortaya çıkıyor, çıkarılıyor. Düşünün kaç sene sonra 28 Şubat ın mağdurlarının da tamamı olmasa da önemli bir kısmı iade edildi.”
ARTIK SADECE HAKKINDA KATİ DELİL OLANLAR ALINIYOR
“Şimdi burada olağan üstü halin 2. dönemi, 4. ayı malum. Bundan sonra haklarında kati deli olanların alındığını göreceksiniz ve diğerlerinin de düzeltmelerin öne çıktığını göreceksiniz. İşin tabii akışı da böyle. Başlangıçta bunu böyle yapmak zorunda kaldık.”
BAŞLANGIÇTA ÇOK HIZLI HAREKET ETMEK ZORUNDAYDIK
“Geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosu Siyasi İşler Komisyonundan bir heyet geldi. Kendilerine yemek verdim. 2 saat de kendileriyle soru-cevaplarımız oldu. Yunanistan’dan, İtalya’dan, Fransa’dan, Almanya’dan, İngiltere’den… Ben onlara da izah ettim; bir gece aniden meclisiniz bombalansaydı, Cumhurbaşkanınız öldürülmek istenseydi tedbir alırken olağan hallerde olduğu gibi ‘Kuvvetli suç şüphesi’ mi arardınız, ‘somut delil’ mi arardınız yoksa ‘şüphe üzerine insanları mı toplardınız? Aklın yolu bir, siz de O’hal ilan ettiğinizde savunma hatlarından bir takım gün süresinden olağan üstü gün süresine giriyorsunuz. Bizim meclisimiz bombalandı.”
Banu Barlas: Peki nasıl oldu da bir anda toplu bir tespit yapıp görevden alabildiniz?
Reşat Petek: “Bizim hazırlığımız vardı. 2013’ün Aralığından bu tarafa 2014’ün tamamı, 2015’in tamamı,2016’nın da 6. ayına 7. ayına kadar personel hareketlerinde paralel devlet yapılanmasında kimler var PYD de diye bunların hazırlığını yaptı devlet. Yargıda yaptı, hava kuvvetlerinde, silahlı kuvvetlerde yaptı. Silahlı kuvvetler askeri şuara da temizlik yapacaktı. Yargıda biz kanunu çıkarttık, Danıştay Yargıtay üyeleri normal hâkim statüsüne iniyordu, arkasından yapılan soruşturmalarda bunları açığa alma ve adli soruşturmaları başlayacaktı. Listelerimiz işte böyle hazır olduğundan, bu darbe girişimini de paralel yapının yaptığı anlaşıldıktan sonra hemen hazır listelerle yargıda, silahlı kuvvetlerde, emniyette, üst bürokraside hemen insanları toparlayıp o listelere göre tutuklamak veya açığa almak kolay oldu. İlk etaptaki açığa almalar bu hazırlıkların sonucuydu.”
Banu Barlas: Peki meclisten siyaseten tespit ettikleriniz yok muydu?
Reşat Petek: “Paralel yapıyla ilgili devletin kurumlar bazında çalışmaları yapılıyordu. Ama bu konudaki temizliğin 15 Temmuz’dan öncekiyle sonraki arasındaki etkinlik farkı nereden doğdu derseniz; Türkiye hukuk devleti. Biz eski tabirle ‘Müfrez Suç’ deriz. Yani ‘farz edilen’ eylemden dolayı insanlara suç isnat etmek, yargılamak veya işlem yapmak hukuk devletinde mümkün değil. Şüpheleniyorsunuz, bu suç işleyebilir diyorsunuz bunun bir örgüt veya örgüt üyesi olma ihtimali var diyorsunuz ancak ihtimaller üzerinden onu örgüt kabul edip, “ Bak zihninden suç işlemeyi geçiriyor” diyerek insanlara ceza veremezsiniz, soruşturma yapamazsınız. Paralelle soruşturma gecikmesinin yegane faktörlerinden biri budur.
15 Temmuz bütün bunların gerekçesini bitirdi. 17-25 Aralıkta önemli gerekçeler ve somut deliller çıktı. dosya okunmadan dinleme kararı verilmiş, doğrudan doğruya şantajlar yapılmış, uydurma delillerle davalar açılmış. Bunlar yargı ve emniyet için önemli ipuçları verdi ve ciddi bir temizlik yapıldı. Emniyette 2700 tanesi emekliye sevkedildi. Yargıda da ihraçlar başlamıştı. Ama silahlı kuvvetlerde böyle bir şey yapılamadı. İlk defa Darbe Komisyonunda elde ettiğimiz delillerde üst komutanlardan aldığımız bilgilerde ilk defa 2016 da çok ciddi bir temizlik olacaktı.”
15 TEMMUZ DAN SONRA ÖRGÜT SOMUTLAŞTI
“15 Temmuzdan sonra artık ortada bir eylem vardı ve suçlular vardı. Öncesinde yapılmayıp bir anda yapılma sebebi tamamen hukukidir. Mahkemelerden terör örgütü olduğuna dair karar çıkmamıştı. Silahlı örgüt ya da terör örgütü diyebilmek için bizde yargı kararı gerekir. İngiltere’de ve başka pek çok ülkede dışişleri veya içişleri bakanının karar verdiği şey bizim anayasa sisteminde böyle bir şey yok. Dolayısıyla örgüt olduğuna yargının karar vermesi gereklidir. Fetöyle ilgili buna Erzincan’da bir mahkeme karar verdi, o da Yargıtay da ve daha kesinleşmedi.
15 Temmuz’dan sonraki somut darbe girişiminden sonra iddianameler hazırlandı, kısa sürede yargı kararları ortaya çıkmış olur.”
AK PARTİ’YE HAKSIZ SUÇLAMADA BULUNULUYOR!
“Bize: “Siz görüyordunuz, biliyordunuz, gereğini yapmadınız…” Deniyor… 2012’den sonra 17-25’den sonra bazı yargı mensupları, emniyet mensupları ile ilgili bir kısım soruşturmaya başlandığında bile hemen yargının baskı altına alındığı, özgür basının baskı altında olduğu söylentileri konuşulmaya başlandı. ‘Tayyip’in polisi olmayanlar sürülüyor:” gibi bir algı yönetimi yapılmaya başlandı. Özellikle muhalefet tarafından yapılan bu algı yönetimi o günlerde çok etkili oldu, hükümetin elini kolunu bağladı ve yavaş ilerlemesine sebep oldu.
Ben 2015’in Nisan’ında yeni aday olarak geldim, bir taraftan siyasi çalışmalar sürerken, Silivri’dekileri tahliye etmeye giriştiler. Şu an tutuklu olan iki hâkim önlerinde dosya yokken tahliye müzekkerleri hazırladılar, avukatın müracatıyla bir evrak üzerinden tahliye kararları yazdılar, bütün Fetöcüleri salacağız diye orada nümayiş yapmaya başladılar. O gece sabaha kadar tüm kanallar bu konu üzerine proğram yaptılar. Hatta ben de bu yayınlardan bazılarına bağlandım. Hatta o gece bu iki hakim hakkında suçüstü yapılabilir mi, bunu bile hukuki olarak nereye koyabiliriz bunu görüştüğümüz arkadaşlar oldu bizim. Böyle bir şey olamaz, yani düşünün, İstanbul’daki bir olayda, Bucak Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile hakimi, çocuk hakimi karar verir gibi bir skandaldı o. Tuttular tahliye kararı… Ama bu konuda Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu dikkatli davrandı, hakimlere savcılara orada dediler ki böyle bir kötüye kullanım istismarını yapamazlar denildi. Tahliye kararları uygulanmadı, ertesi gün onlar açığa alınıp haklarında adli işlem başlatıldı. Yani zor bir süreçti o dönemde. Ama şimdi 15 Temmuzdan sonra O’hal ilan edildi. Zaten Olağan Üstü Halin verdiği yetkilerle ve KHK lar ile ve Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerle şu an yetkiler arttı.”
Banu Barlas: Muhalefet, cemaat veya paralel konusunda Ak Partiyi, sizi ve Erdoğan’ı suçluyor. Bu konu hakkında ne söyleyeceksiniz?
ALGI YÖNETİMİ YAPIYORLAR!
“Medyanın önemini çok çok iyi biliyorum. Ancak şu an hala yeterli kullanabildiğimizi düşünmüyorum Ak Parti olarak. Bu işi gönüllüler ayakta tutuyor.
Daha iyi yapmamız gerek bu işi böyle düşünüyorum. Mesela şu an darbe komisyonunda bizim dünyamıza uygun o kadar çok haber çıkabilir ki. Basına açık ve en az 30 gazeteci oluyor. Kaynak çok, memba akıyor ancak bakıyorum manşet olarak açıklananlar hep aleyhimizde şeyler.
BU 40 YILLIK BİR OLUŞUM
Bu oluşum bizim hükümetimizden çok önce tohumlarını atmış. Sayın Erdoğan’ın “ Aldatıldım” söylemi aynı felsefeyle yaklaşan bizler için de geçerli. Bu konuyu sürekli farklılaştırıp sunuyorlar. Oysaki “Aldatıldım” ifadesi Türk-İslam çerçevesi içindeki davranışlara istinaden gösterilen iyi niyeti ifade ediyor.
Ben de dâhil olmak üzere hepimiz Türkçe Olimpiyatlarını, Türk Okullarını ülkemizin tanıtımı için diye düşünüyor takdir ediyorduk mesela. Açılan yurtları yine öğrencilere destek olarak görüyor, minnettar oluyorduk. İşte bu bağlamda biz dini ve milli değerlerimizin kullanılarak yanıltıldığımızı dile getirmek adına “aldatıldık” tabirini kullanabiliriz.
Gülen’in hain olduğunu anladığımız an ihanetle yüzleştik ve mücadele etmeye başladık. Geçmişte iyi niyetli yaklaşımımız ve saygımız tamamen bize gösterdiği yüzüne istinadendi. Buna dayanarak bizi Fetö’cü ilan etmek isteyenler, “Kol kolaydınız” diyenler geçmiş 40 yıla bir baksınlar, kimler destek olmuş ve hainliğinin ortaya çıkmasına rağmen kimler Pensilvanya’ya kadar gidip ziyaret etmiş.
Gülen’e sadece Ak Parti değil, 40 yıldır gelmiş geçmiş tüm siyasi liderler destek veriyordu ve saygı duyuyordu. Ecevit’ten Demirel’e kadar tüm liderler önünde saygı ile duruyor, kendisinden “Hocaefendi” diye bahsediyorlardı. İnternette hepsinin videoları mevcut. Nasıl saygıyla eğildiklerini ve hitap şekillerini izleyebilirsiniz.
CHP’Lİ AKAYDIN DA PENSİLVANYA’DAN İCABET ALDI
Akaydın benim komisyona geldi. Yasa gereği Milletvekillerinin soru sorma hakkı var. Ak Partiyi sıkıştırmak istedi. Ak Parti paralelin ittifakı dedi. “ Sayın Akaydın, sizin son adaylığınızda ZAMAN gazetesi sizin için ek çıkartmıştı. Sadece Cumhuriyet Halk Partisini desteklemek için. Eğer bu işbirliği ise, size bir ek çıkarttı, davet ettiler Pensilvanya’ya gittiniz dedim. Benim o tarafı takip ettiğimi bilmediği için bir anda şaşırdı ve bu gerçek karşısında kalakaldı.”
CİDDİ BİLGİLERE ULAŞIYORUZ
“Soruşturma komisyonu ile ciddi bilgilere ulaşıyoruz. Devlet içinde hala Fetö’nün kendini kamufle etmiş elemanları vardır, bunların bir kısmı yetkili yerlerde, önemli mertebede olabilirler. Bunların temizlenmesi biraz süreç istiyor. Ama niyet şu olunca; devletin niyeti ve hükümetin samimiyeti, bu Fettullahçı Terör Örgütünü tamamen temizlemek. Hal böyle olunca bunu yaparken eğer yanlışlık yapılmışsa da, örgütle ilgisi olmayanlar hakkında derhal iade kararı verilmesi ve onların kazanılması sağlanıyor.”
AK PARTİ SİYASETİ İYİ BİLİYOR
“15 yıldır yükselen trendi sağlamışsa, kendi tabanına zarar verecek, kendi ayağına kurşun sıkma anlamına gelecek bir takım tavır ve hareketleri arada bir olmuş olsa da, ki bunlar acil tedbir almak zorunda olduğu için, bunlar sürdürülemez. Yanlışların tedavisi ve giderilmesi süratle, arka arkaya yapılacaktır. Gerçekten Fetö bağlantısı olmayıp da acil tedbirle alınmış olanlar için yol tamamen açık. İtirazlar yapılacak… Milletvekillerimiz de bunları getirdi, hem referanslar olarak hem de eylem olarak ilgisi olmayanların iadeleri yapıldı. Geri kalanı da muhakkak zaman içinde giderilecek.”
Banu Barlas: Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Fetö konusunda bana mutlaka ulaşın” dedi. Peki gerek mağdur olan gerekse bilgi vermek isteyen insanlar ne şekilde ulaşabilir?
Petek: “BİMER, CİMER veya Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü’ne yazabilirsiniz. Birden fazla kaynağa da başvurabilirsiniz. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü var. Mağduriyetler bize dahi gelse biz bunları kayda alıyoruz ve ilgisine göre bakanlığa ve Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğüne yolluyoruz.”
139 BİN İTİRAZ DİLEKÇESİ VAR!
“Bundan 15 gün önce 139 bin itiraz dilekçesi vardı. Bunların üst komisyonlarda incelenip karara bağlanması basit bir iş değil. İtirazların içeriği ve iddiaları ile ilgili araştırma yapılması gerekiyor. Bu da doğal olarak zaman alıyor. Araştırma esnasında açıkta olanların ihraçları gelebiliyor. Ama bakıyorsunuz ihraç edilenler de yeni çıkan bir kararla iade edilebiliyor. Yani burada devlet samimi, kimseyi mağdur etmek istemiyor. Bu mücadeleden olumlu sonuçlar alınacak.”
FETÖ İŞİ SULANDIRMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR
“Haddinden fazla dilekçe verdiriliyor. Yaptığımız incelemeler sonucu bu dilekçelerin büyük kısmının organize yazıldığı kanaatine vardık. Dilekçelerin birbirine benzemesi, söylemlerin birbirine benzemesi dikkatimizi çekti. Özellikle örgüt bağlantısı olanlar, birkaç satırdan sonra “ Devlet madem Bankaysa yı niye kapatmadı da para yatıranlarla uğraşıyor?”, “ Sendikayı niye kapatmadı da sendika üyesiyle uğraşıyor?” , “ Okulları kapatmadınız, okullarda okuyan çocukların ailelerini attınız.” söylemlerinde bulunuyor.
Bunlar bir yere kadar doğru söylemler. Hukuk devleti çerçevesinde baktığınızda… Ama bu mazeretleri söyleyenler öbür tarafı görmüyorlar. 17-25 Aralıktan sonra başta dönemin Başbakanı, şimdi Cumhurbaşkanı RTE “buralardan elinizi ayağınızı çekin” dediği dönemlerden öncesinde problem tespit edilmişse geriye iade ediliyor zaten.
Adam 2010 yılında, 2012 yılında çocuğunu o okula göndermiş, aynı anda birden fazla gerekçe olması halinde, başka kriterlerle örtüşürse, onlar hakkında yapılmışsa bir idari işlem, onlar bile geri alınıyor. Burdurda çok açık mesela. Antalya yı bilemiyorum ama Burdur da örnekleri çok.”
PARALEL OLUP OLMADIĞI BELLİ OLMAYANLAR AYIKLIYOR!
Banu Barlas: Paralel olup olmadığı belli olmayanların paralel ayıklaması ne kadar sağlıklı? Sizin komisyonunuz da dahil. Kimin ne olduğunu bilmiyoruz ve bunlar her yeri sarmış. Önce bakanlardan, vekillerden ve meclisten başlanması gerekmiyor muydu?
Reşat Petek: “Gerekmez çünkü bu konunun siyaset ayağı Fetönün bu konu üzerindeki araştırma ve soruşturmaları rayından çıkarma gayretinden kaynaklanıyor. Sebebi de şu; 15 Temmuz darbe girişimi karşısında ilk defa bu durum karşısında bütün siyasi partiler ortak duruş sergiledi. Bu şu demek; siyasetin herhangi bir tarafı darbeden ve darbe girişiminden yana tavır almadı. Geçmiş darbelere veya girişimlerine baktığınız zaman 1960–80 bakın o darbelere, birisi karşısındayken diğeri ; “ E ne yapalım, hükumet de buna fırsat vermemeliydi.”diyerek hemen darbecilerden yana tavırlar alıyordu. Ama 15 Temmuz böyle olmadı. Dolayısıyla şimdi kalkıp da bu darbe girişimiyle mücadele ederken, bunun siyasi ayağı vardır, önce siyasetçiler içinde arayalım denildiği zaman hedef saptırılmış olur.
Ama bunu söylerken, Fetö’yü siyasetçilerin içinden hiç destekleyen yoktur veya işbirliği yapan yoktur anlamına gelmez. Önceliğiniz olması lazım. Öncelik silahı alanı, sağlayanı, bombalayana verilmeli. Bunları ayırt etmek lazım.”
KOMİSYON PARALEL ÇIKARSA?
Banu Barlas: Paralel şüphesiyle açığa alınanları, açığa alan komisyon paralel çıkınca ne yapıyorsunuz?
Reşat Petek: “Birkaç kurumda, artık bu genelkurmay hukuk muhabirliğini yapan Muharrem Köse gibi kişiler pek çok kişiyi paralel diye açığa aldı ve sonrasında kendisi açığa alındı. Sırf o attı diye tek başına tek işlem ile iade yoluna gidilmiyor gördüğüm kadarı ile. Tabii ki bu önemli bir husus, bu işlemleri yapan istihbarat veya etkili yetkili bir birim etkili olmuşsa, tek başına etkili olmadığı için ilgili kurumlar itiraz üzerine incelerken çok dikkatli inceliyor. İtiraz hallerinde bakanlıklar bakan yardımcıları başkanlığında incelemeler yapılıyor. İtiraz üzerine gelen hususlar tekrar incelendiğinde onun paralel içinden olduğuna dair kuvvetli delil yoksa onlar iade ediliyorlar.”
DEVLETTE BU TEMİZLİK BİTMEDİ
“Hala zaman zaman Fetö soruşturması yapan savcının sonradan açığa alınabildiği gibi uygulamalar çok değil. Şu an iadelerde de görülüyor, mevcut açığa alınanlara göre bu oranlar çok değil. Ancak çok değil deyip de mağduriyetin artmasına göz yummak da doğru değil.
Bu temizlik kesinlikle bitmiş değil. Bylock ile ilgili gelen belgeler direk Emniyet Teşkilatına geldi ve hemen bylock’u bıraktılar. Hiçbir şeyden emin değiliz çünkü bu çok sinsi bir hareket.”
3 YARDIMCIM FETÖCÜ ÇIKTI!
“Mesela ben çalıştırdığım uzmanlarım ile ilgili istihbarat dahil, birkaç kanaldan araştırdığım halde 3 kez atanan yardımcım Fetö’cü çıktı. Basına da yansıyan Ali Temizel isminde birisi, şüphe üzerine araştırdığımda 15 gün içinde ihraç oldu. Bu benim komisyonumda, Darbe araştırma komisyonuna bakanlığın gönderdiği, Maliye Bakanlığının çalıştırdığı bir uzman bu. Dedim bunu bana nasıl gönderdiniz? “İnanın bakanlıkta güvenilir, hem çalışkan hem işinin ehli olanlardan birisi.” Dediler. Bu doğrudur çünkü silahlı kuvvetlerden de dinliyorum.”
FETÖ'CÜLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ ŞUNLAR
“Çalışkan, disiplinli, işini bilen, kendilerini çok iyi gizliyorlar. İşlerinde başarılı oldukları için saf dışı etmek veya hemen soruşturmaya konu yapıp da başka nedenlerle falan onları uzaklaştırmak mümkün değil.
Gerçi çok az olmasına rağmen de bir anti tez olarak da diyenler; Zaten bunlar personel ve insan kaynaklarını ele geçirmişler. Kendilerinden olanları yurt dışına gönderiyor, bilgisinin üzerine bilgi koyuyor. Dönüp geldiği zaman da yurt dışına gitmiş, bir iki yıl orada çalışmış, konusunda biraz daha uzmanlığını ilerletmiş.
Geçen gün çağırdığımız Tümgeneral İbrahim Aydın, beni de gönder ben de öyle olurum dedi. Bunları çok da abartmamak lazım dedi ama bir yere kadar kabul ediyorum, işini yapar çalışkandır, o konuda falso vermez ama kendini de kamufle eder gideceği yere kadar gider.”
EN ÇOK İNSAN KAYNAKLARINA VE İSTİHBARATA EL ATMIŞLAR
En çok insan kaynaklarına ve istihbarata el atmışlar. Yargı da da böyleydi. Mesela Hâkimler-Savcılar Yüksek Kurulu Üyesi olup da itirafçı olan Mustafa Kemal Özçelik, Ahmet Hamsici, yeni itirafçı olan İbrahim Okur’un bu konudaki açıklamaları hakikaten korkunç. Hakimi, Savcıyı etkili yere kim getirir, Hakimler-Savcılar Yüksek Kurulu. Yani diğer bakanlıkların insan kaynakları gibi oranın da en üst makamı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu atama dairesi. Bu 3 daire, bunun bir dairesini ele geçirince, Yargıtaya üyeyi de o atıyor, başsavcıları da onlar atıyor, adalet ve komisyon başkanını da o atıyor. Ondan sonra da insan kaynağının en önemli merkezini de eline geçirmiş oluyorlar. Hep böyle yapmışlar.
Bakın silahlı kuvvetlere de sordum, istihbarat-insan kaynakları… Buraları ele geçirmişler, burayı ele geçirince zaten diğer yapılanmaları kontrol etmekte zorluk çekmemişler.
ANTALYA EMNİYET MÜDÜRÜ CELAL UZUNKAYA İLE UZUN BİR GÖRÜŞME YAPTIM
“İzmir’deki casusluk davasında kumpas kuranlar ile ilgili çok önemli bir soruşturma vardı. Orada çok önemli delillere ulaşıldı.
Bu delillere ulaşmada da şu an Antalya Emniyet Müdürü olan, o dönem İzmir Emniyet Müdürü olan Celal Uzankaya’nın yürüttüğü dava nedeniyle silahlı kuvvetlerde temizlik yapılması gereken isimler belirginleşerek ortaya çıktı. Celal Uzunkaya ile yeni uzun bir görüşme yaptım.
Ankara’daki Fetö ana iddianamesinde de ciddi bilgilere ulaşıldı. Bunlara ek olarak silahlı kuvvetlerde idari bazı tespitler var. Jandarma Genel Komutanı şurada ilk defa : “En az 800 tane üst rütbeli, General dahil olmak üzere tavsiye edeceğimiz kişiler var. Beni derdest eden Konya Garnizon Komutanı arabama geldi, bana silah çekti.”şeklinde ifade verdi.
FETTAH TAMİNCE’NİN DURUMU NEDİR?
Banu Barlas: Antalya’da Fettah Tamince’ye Neden Dokunulmuyor deniyor. Fettah Tamince için Fetö’nün kara kutusu, dokunulunca bütün zincir çözülecek deniliyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Petek: İsim olarak ben bir şey diyemeyeceğim ama bu örgüte finans desteği sağlamışsa veya Fetö ile ilişkisi varsa göreceksiniz gereği yapılacak. Bu bir anlık iş değil, bu konu savcılıklar tarafından da soruşturuluyor, gereği yapılacak, millet bundan emin olsun. Şimdiye kadar iş adamlarına kumpas kuranlar da, onlardan şantajla para alanlar da veya başka türlü para toplayıp da Pensilvanya’ya para akıtanlar da elbette ki soruşturma kapsamında olacak. Bakın soruşturmalar hiç durmuyor, her gün yeni operasyonlarla karşı karşıya kalınıyor.
Banu Barlas: Peki intihar haberlerine ne diyorsunuz Başkanım?
Reşat Petek: “Haksızlığa uğradığı için bu durumu onuruna yediremeyen insanlar var evet. Ama bu intiharlardan bazılarının Fettullah Gülen’in talimatıyla intihar edenler olduğu da söyleniyor. Fettullah Gülen’in talimatı: “ Kendinizi un gibi eleyin, feda edin ama bu davaya zarar vermeyin.” Gülen’in bu tip verdiği mesajlar da akışı etkiliyor. İtiraflar arttığı anda bir mesaj yayınladı; “ Sizin yolunuz meşalelerle açılmış olduğu halde, siz karanlık içinde debelenmeyle uğraşıp, oralarda çıkış arıyorsunuz. Hâlbuki sizin yolunuz aydınlık.” Diyor.
Gülen’in tutuklulara verdiği mesaj; “ Siz kurtulacaksınız, yolunuz açık, başka metotlarla, itirafçı olarak çıkmak suretiyle siz karanlığa doğru gidiyorsunuz.” Diyor.
Arkadaşlarının itirafçı olmasının liderleri tarafından hoş görülmediği konuşuluyor. Fettullah Gülen’in dünyalarına da ahretlerine de zarar vereceğini düşünüyorlar.
Şimdi bir kısmı böyle, ama kabul edelim ki bunu onur meselesi yapan ve işi intihara kadar götüren kişiler hakikaten bu yapıyla alakası olmayıp iftiraya uğrayanlar."
Özlem Sidel: Üstlendiğiniz bu görev itibariyle de fazlasıyla göz önünde olmanız ve üzerinize binen yük aile hayatınızı nasıl etkiledi?
YÜKÜM AĞIR
Reşat Petek: “Yüküm ağır, komisyon işlerinin yanında siyasi çalışmaları da yürütüp tabanımızla da bağı kesmemek için, herkesin Cuma akşamı mesaisi bitip tatile girdiği anda biz hafta sonu yeni bir mesaiye başlamış oluyoruz. Şu anda 7 gün 24 saatlik bir çalışma temposu içersindeyim.
Bu nedenle Burdur Bucak’da evim bulunsa da çekirdek ailem, çoluğum çocuğum İstanbul’da. Ben İstanbul’da siyasete başladım. Bu açıdan aile hayatı olarak oldukça dağınık bir hayatım var. Ailecek bir araya gelip oturmayı bile unutur olduk bu çalışmalar nedeniyle. Ancak bu komisyon 3 veya 4 ay gibi süreli olduğu için, elimizde çanta müfettiş gibi dolaşmayı da göze almış durumdayız. Bu yüzden biraz seçim bölgemizde, biraz Ankara’da biraz Bucak’da Burdur’da çalışıyorum.
Evimle ve çocuklarımla ilgilenmem minimize oldu. Ancak bu meclis mademki bana böyle bir görev verdi, böyle tarihi bir görev tevdi edildi, bunu mutsuz olarak yapmam mümkün değil. Tarihe not düşüyoruz hakikaten, çok önemli bir görev. Fetö’yü, darbe girişimini araştırmak ve önlemler paketi koymak, bunu da sadece bir siyasi parti değil farklı siyasi partilerden oluşan bir komisyonun raporu olarak sunabilmek çok önemli. Hem içeride alacağımız tedbirler yönünden hem de Avrupa, Amerika gibi dış ülkelerde kendimizi doğru anlatabilmek bakımından çok önemli bir rapor olacağı kanaatindeyim.
Ben de bunlara istinaden uzmanlarımız ve komisyonumuzla beraber seve seve mesai harcıyorum ve hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
NeHaber'e evini açıp bizi ağırlayan ve sorularımızı sabırla cevaplandıran Sayın Reşat Petek'e bir kez daha teşekkür ederiz...
Banu Barlas
HALK ADAMI REŞAT PETEK
Ailesiyle birlikte hafta sonu tatili geçirmeye gittiğini düşündüğümüz Reşat Petek’i halkın arasında, esnaf ziyaretinde bulduk. Esnaf ziyaretinden sonra merkez camiinde namaz kılan Petek’le birlikte iki de halk düğünü ziyareti gerçekleştirdik.
Petek; “Reis’in “ Ben milletten başka bir şey tanımıyorum, dayandığım millettir.” dediği gibi ben de halka çok önem veriyorum.”
Son derece önemli bir görev üstlenen Petek’in işinden arta kalan zamanda her hafta halkla iç içe olduğunu öğrendik ve kendisine gelen herkesi tek tek dinlediğine bizzat şahit olduk. Yoğun bir günün ardından bizi evinde ağırlayıp 3 saat boyunca sorularımızı cevaplandıran Sayın Petek’e teşekkürü bir borç biliriz.
Banu Barlas: Sayın başkanım, Fetö ile mücadele konusunda hangi aşamadasınız?
HEPSİNİ TEMİZLEYECEĞİZ!
“Bu konuda başbakanın kesin talimatı var, temizleyeceğiz. Ancak temizliyoruz deyip de mağdur olanlara kapımızı asla kapatmıyoruz, kapatmayacağız. 6 Bin öğretmen iade edildi mesela. İhraç da edilmedi, temize de çıkmadı.”
Banu Barlas: İade edilenlerin PKK lı olduğu söyleniyor
Petek: “Diyarbakırda da iade olduğu için bu böyle ifade ediliyor olabilir ama böyle değil. Çoğunluğu Fetö iddiasıyla çağrılanlar. Kanun Hükmünde Kararnamelerden de iadesi az da olsa iadeler devam ediyor.”
2. DALGA HAKSIZLIĞA UĞRAYAN MAĞDURLAR
Banu Barlas: Sayın başkanım, bahsedilen 2. dalga haksızlığa uğrayan mağdurlarla geliyor. Sizin komisyonunuz da dâhil olmak üzere, etkili yetkili yerlerde bulunan paralellerin, paralel olmayanları paralel ilan etmesiyle oluşan bir mağdur ordusu yaratıldı. Bunlardan oluşan halk, bu haksızlığa karşı en çok Ak Partiye bileniyor ve silahlanıyor. Paralel olup olmayanların belli olmadığı sistem (SÖZDE) paralel ayıklıyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?
Reşat Petek: “Bu anlamdaki mağduriyetler gideriliyor, giderilecek de.” Dedi ve ilave etti…
TEK KRİTERLE AÇIĞA ALINDILAR
“Sadece çocuğunu okutma gibi tek kriterle açığa alınanlar oldu. Ancak tek kriterle açığa alınanlar geri iade edildiler. Hepsi iade edildi. Bir de şu var, ben yaş itibariyle savcı olarak 12 Eylül ü de yaşadım, öncesiyle. 28 Şubatın hem kendim mağduruydum hem de davanın takipçisiydim.
Darbe dönemlerinde bazı mağduriyetler yanlış yapılmışsa o mağduriyetlerin dozu dikkate alınarak hemen tamir imkânları ortaya çıkıyor, çıkarılıyor. Düşünün kaç sene sonra 28 Şubat ın mağdurlarının da tamamı olmasa da önemli bir kısmı iade edildi.”
ARTIK SADECE HAKKINDA KATİ DELİL OLANLAR ALINIYOR
“Şimdi burada olağan üstü halin 2. dönemi, 4. ayı malum. Bundan sonra haklarında kati deli olanların alındığını göreceksiniz ve diğerlerinin de düzeltmelerin öne çıktığını göreceksiniz. İşin tabii akışı da böyle. Başlangıçta bunu böyle yapmak zorunda kaldık.”
BAŞLANGIÇTA ÇOK HIZLI HAREKET ETMEK ZORUNDAYDIK
“Geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosu Siyasi İşler Komisyonundan bir heyet geldi. Kendilerine yemek verdim. 2 saat de kendileriyle soru-cevaplarımız oldu. Yunanistan’dan, İtalya’dan, Fransa’dan, Almanya’dan, İngiltere’den… Ben onlara da izah ettim; bir gece aniden meclisiniz bombalansaydı, Cumhurbaşkanınız öldürülmek istenseydi tedbir alırken olağan hallerde olduğu gibi ‘Kuvvetli suç şüphesi’ mi arardınız, ‘somut delil’ mi arardınız yoksa ‘şüphe üzerine insanları mı toplardınız? Aklın yolu bir, siz de O’hal ilan ettiğinizde savunma hatlarından bir takım gün süresinden olağan üstü gün süresine giriyorsunuz. Bizim meclisimiz bombalandı.”
Banu Barlas: Peki nasıl oldu da bir anda toplu bir tespit yapıp görevden alabildiniz?
Reşat Petek: “Bizim hazırlığımız vardı. 2013’ün Aralığından bu tarafa 2014’ün tamamı, 2015’in tamamı,2016’nın da 6. ayına 7. ayına kadar personel hareketlerinde paralel devlet yapılanmasında kimler var PYD de diye bunların hazırlığını yaptı devlet. Yargıda yaptı, hava kuvvetlerinde, silahlı kuvvetlerde yaptı. Silahlı kuvvetler askeri şuara da temizlik yapacaktı. Yargıda biz kanunu çıkarttık, Danıştay Yargıtay üyeleri normal hâkim statüsüne iniyordu, arkasından yapılan soruşturmalarda bunları açığa alma ve adli soruşturmaları başlayacaktı. Listelerimiz işte böyle hazır olduğundan, bu darbe girişimini de paralel yapının yaptığı anlaşıldıktan sonra hemen hazır listelerle yargıda, silahlı kuvvetlerde, emniyette, üst bürokraside hemen insanları toparlayıp o listelere göre tutuklamak veya açığa almak kolay oldu. İlk etaptaki açığa almalar bu hazırlıkların sonucuydu.”
Banu Barlas: Peki meclisten siyaseten tespit ettikleriniz yok muydu?
Reşat Petek: “Paralel yapıyla ilgili devletin kurumlar bazında çalışmaları yapılıyordu. Ama bu konudaki temizliğin 15 Temmuz’dan öncekiyle sonraki arasındaki etkinlik farkı nereden doğdu derseniz; Türkiye hukuk devleti. Biz eski tabirle ‘Müfrez Suç’ deriz. Yani ‘farz edilen’ eylemden dolayı insanlara suç isnat etmek, yargılamak veya işlem yapmak hukuk devletinde mümkün değil. Şüpheleniyorsunuz, bu suç işleyebilir diyorsunuz bunun bir örgüt veya örgüt üyesi olma ihtimali var diyorsunuz ancak ihtimaller üzerinden onu örgüt kabul edip, “ Bak zihninden suç işlemeyi geçiriyor” diyerek insanlara ceza veremezsiniz, soruşturma yapamazsınız. Paralelle soruşturma gecikmesinin yegane faktörlerinden biri budur.
15 Temmuz bütün bunların gerekçesini bitirdi. 17-25 Aralıkta önemli gerekçeler ve somut deliller çıktı. dosya okunmadan dinleme kararı verilmiş, doğrudan doğruya şantajlar yapılmış, uydurma delillerle davalar açılmış. Bunlar yargı ve emniyet için önemli ipuçları verdi ve ciddi bir temizlik yapıldı. Emniyette 2700 tanesi emekliye sevkedildi. Yargıda da ihraçlar başlamıştı. Ama silahlı kuvvetlerde böyle bir şey yapılamadı. İlk defa Darbe Komisyonunda elde ettiğimiz delillerde üst komutanlardan aldığımız bilgilerde ilk defa 2016 da çok ciddi bir temizlik olacaktı.”
15 TEMMUZ DAN SONRA ÖRGÜT SOMUTLAŞTI
“15 Temmuzdan sonra artık ortada bir eylem vardı ve suçlular vardı. Öncesinde yapılmayıp bir anda yapılma sebebi tamamen hukukidir. Mahkemelerden terör örgütü olduğuna dair karar çıkmamıştı. Silahlı örgüt ya da terör örgütü diyebilmek için bizde yargı kararı gerekir. İngiltere’de ve başka pek çok ülkede dışişleri veya içişleri bakanının karar verdiği şey bizim anayasa sisteminde böyle bir şey yok. Dolayısıyla örgüt olduğuna yargının karar vermesi gereklidir. Fetöyle ilgili buna Erzincan’da bir mahkeme karar verdi, o da Yargıtay da ve daha kesinleşmedi.
15 Temmuz’dan sonraki somut darbe girişiminden sonra iddianameler hazırlandı, kısa sürede yargı kararları ortaya çıkmış olur.”
AK PARTİ’YE HAKSIZ SUÇLAMADA BULUNULUYOR!
“Bize: “Siz görüyordunuz, biliyordunuz, gereğini yapmadınız…” Deniyor… 2012’den sonra 17-25’den sonra bazı yargı mensupları, emniyet mensupları ile ilgili bir kısım soruşturmaya başlandığında bile hemen yargının baskı altına alındığı, özgür basının baskı altında olduğu söylentileri konuşulmaya başlandı. ‘Tayyip’in polisi olmayanlar sürülüyor:” gibi bir algı yönetimi yapılmaya başlandı. Özellikle muhalefet tarafından yapılan bu algı yönetimi o günlerde çok etkili oldu, hükümetin elini kolunu bağladı ve yavaş ilerlemesine sebep oldu.
Ben 2015’in Nisan’ında yeni aday olarak geldim, bir taraftan siyasi çalışmalar sürerken, Silivri’dekileri tahliye etmeye giriştiler. Şu an tutuklu olan iki hâkim önlerinde dosya yokken tahliye müzekkerleri hazırladılar, avukatın müracatıyla bir evrak üzerinden tahliye kararları yazdılar, bütün Fetöcüleri salacağız diye orada nümayiş yapmaya başladılar. O gece sabaha kadar tüm kanallar bu konu üzerine proğram yaptılar. Hatta ben de bu yayınlardan bazılarına bağlandım. Hatta o gece bu iki hakim hakkında suçüstü yapılabilir mi, bunu bile hukuki olarak nereye koyabiliriz bunu görüştüğümüz arkadaşlar oldu bizim. Böyle bir şey olamaz, yani düşünün, İstanbul’daki bir olayda, Bucak Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile hakimi, çocuk hakimi karar verir gibi bir skandaldı o. Tuttular tahliye kararı… Ama bu konuda Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu dikkatli davrandı, hakimlere savcılara orada dediler ki böyle bir kötüye kullanım istismarını yapamazlar denildi. Tahliye kararları uygulanmadı, ertesi gün onlar açığa alınıp haklarında adli işlem başlatıldı. Yani zor bir süreçti o dönemde. Ama şimdi 15 Temmuzdan sonra O’hal ilan edildi. Zaten Olağan Üstü Halin verdiği yetkilerle ve KHK lar ile ve Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerle şu an yetkiler arttı.”
Banu Barlas: Muhalefet, cemaat veya paralel konusunda Ak Partiyi, sizi ve Erdoğan’ı suçluyor. Bu konu hakkında ne söyleyeceksiniz?
ALGI YÖNETİMİ YAPIYORLAR!
“Medyanın önemini çok çok iyi biliyorum. Ancak şu an hala yeterli kullanabildiğimizi düşünmüyorum Ak Parti olarak. Bu işi gönüllüler ayakta tutuyor.
Daha iyi yapmamız gerek bu işi böyle düşünüyorum. Mesela şu an darbe komisyonunda bizim dünyamıza uygun o kadar çok haber çıkabilir ki. Basına açık ve en az 30 gazeteci oluyor. Kaynak çok, memba akıyor ancak bakıyorum manşet olarak açıklananlar hep aleyhimizde şeyler.
BU 40 YILLIK BİR OLUŞUM
Bu oluşum bizim hükümetimizden çok önce tohumlarını atmış. Sayın Erdoğan’ın “ Aldatıldım” söylemi aynı felsefeyle yaklaşan bizler için de geçerli. Bu konuyu sürekli farklılaştırıp sunuyorlar. Oysaki “Aldatıldım” ifadesi Türk-İslam çerçevesi içindeki davranışlara istinaden gösterilen iyi niyeti ifade ediyor.
Ben de dâhil olmak üzere hepimiz Türkçe Olimpiyatlarını, Türk Okullarını ülkemizin tanıtımı için diye düşünüyor takdir ediyorduk mesela. Açılan yurtları yine öğrencilere destek olarak görüyor, minnettar oluyorduk. İşte bu bağlamda biz dini ve milli değerlerimizin kullanılarak yanıltıldığımızı dile getirmek adına “aldatıldık” tabirini kullanabiliriz.
Gülen’in hain olduğunu anladığımız an ihanetle yüzleştik ve mücadele etmeye başladık. Geçmişte iyi niyetli yaklaşımımız ve saygımız tamamen bize gösterdiği yüzüne istinadendi. Buna dayanarak bizi Fetö’cü ilan etmek isteyenler, “Kol kolaydınız” diyenler geçmiş 40 yıla bir baksınlar, kimler destek olmuş ve hainliğinin ortaya çıkmasına rağmen kimler Pensilvanya’ya kadar gidip ziyaret etmiş.
Gülen’e sadece Ak Parti değil, 40 yıldır gelmiş geçmiş tüm siyasi liderler destek veriyordu ve saygı duyuyordu. Ecevit’ten Demirel’e kadar tüm liderler önünde saygı ile duruyor, kendisinden “Hocaefendi” diye bahsediyorlardı. İnternette hepsinin videoları mevcut. Nasıl saygıyla eğildiklerini ve hitap şekillerini izleyebilirsiniz.
CHP’Lİ AKAYDIN DA PENSİLVANYA’DAN İCABET ALDI
Akaydın benim komisyona geldi. Yasa gereği Milletvekillerinin soru sorma hakkı var. Ak Partiyi sıkıştırmak istedi. Ak Parti paralelin ittifakı dedi. “ Sayın Akaydın, sizin son adaylığınızda ZAMAN gazetesi sizin için ek çıkartmıştı. Sadece Cumhuriyet Halk Partisini desteklemek için. Eğer bu işbirliği ise, size bir ek çıkarttı, davet ettiler Pensilvanya’ya gittiniz dedim. Benim o tarafı takip ettiğimi bilmediği için bir anda şaşırdı ve bu gerçek karşısında kalakaldı.”
CİDDİ BİLGİLERE ULAŞIYORUZ
“Soruşturma komisyonu ile ciddi bilgilere ulaşıyoruz. Devlet içinde hala Fetö’nün kendini kamufle etmiş elemanları vardır, bunların bir kısmı yetkili yerlerde, önemli mertebede olabilirler. Bunların temizlenmesi biraz süreç istiyor. Ama niyet şu olunca; devletin niyeti ve hükümetin samimiyeti, bu Fettullahçı Terör Örgütünü tamamen temizlemek. Hal böyle olunca bunu yaparken eğer yanlışlık yapılmışsa da, örgütle ilgisi olmayanlar hakkında derhal iade kararı verilmesi ve onların kazanılması sağlanıyor.”
AK PARTİ SİYASETİ İYİ BİLİYOR
“15 yıldır yükselen trendi sağlamışsa, kendi tabanına zarar verecek, kendi ayağına kurşun sıkma anlamına gelecek bir takım tavır ve hareketleri arada bir olmuş olsa da, ki bunlar acil tedbir almak zorunda olduğu için, bunlar sürdürülemez. Yanlışların tedavisi ve giderilmesi süratle, arka arkaya yapılacaktır. Gerçekten Fetö bağlantısı olmayıp da acil tedbirle alınmış olanlar için yol tamamen açık. İtirazlar yapılacak… Milletvekillerimiz de bunları getirdi, hem referanslar olarak hem de eylem olarak ilgisi olmayanların iadeleri yapıldı. Geri kalanı da muhakkak zaman içinde giderilecek.”
Banu Barlas: Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Fetö konusunda bana mutlaka ulaşın” dedi. Peki gerek mağdur olan gerekse bilgi vermek isteyen insanlar ne şekilde ulaşabilir?
Petek: “BİMER, CİMER veya Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü’ne yazabilirsiniz. Birden fazla kaynağa da başvurabilirsiniz. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü var. Mağduriyetler bize dahi gelse biz bunları kayda alıyoruz ve ilgisine göre bakanlığa ve Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğüne yolluyoruz.”
139 BİN İTİRAZ DİLEKÇESİ VAR!
“Bundan 15 gün önce 139 bin itiraz dilekçesi vardı. Bunların üst komisyonlarda incelenip karara bağlanması basit bir iş değil. İtirazların içeriği ve iddiaları ile ilgili araştırma yapılması gerekiyor. Bu da doğal olarak zaman alıyor. Araştırma esnasında açıkta olanların ihraçları gelebiliyor. Ama bakıyorsunuz ihraç edilenler de yeni çıkan bir kararla iade edilebiliyor. Yani burada devlet samimi, kimseyi mağdur etmek istemiyor. Bu mücadeleden olumlu sonuçlar alınacak.”
FETÖ İŞİ SULANDIRMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR
“Haddinden fazla dilekçe verdiriliyor. Yaptığımız incelemeler sonucu bu dilekçelerin büyük kısmının organize yazıldığı kanaatine vardık. Dilekçelerin birbirine benzemesi, söylemlerin birbirine benzemesi dikkatimizi çekti. Özellikle örgüt bağlantısı olanlar, birkaç satırdan sonra “ Devlet madem Bankaysa yı niye kapatmadı da para yatıranlarla uğraşıyor?”, “ Sendikayı niye kapatmadı da sendika üyesiyle uğraşıyor?” , “ Okulları kapatmadınız, okullarda okuyan çocukların ailelerini attınız.” söylemlerinde bulunuyor.
Bunlar bir yere kadar doğru söylemler. Hukuk devleti çerçevesinde baktığınızda… Ama bu mazeretleri söyleyenler öbür tarafı görmüyorlar. 17-25 Aralıktan sonra başta dönemin Başbakanı, şimdi Cumhurbaşkanı RTE “buralardan elinizi ayağınızı çekin” dediği dönemlerden öncesinde problem tespit edilmişse geriye iade ediliyor zaten.
Adam 2010 yılında, 2012 yılında çocuğunu o okula göndermiş, aynı anda birden fazla gerekçe olması halinde, başka kriterlerle örtüşürse, onlar hakkında yapılmışsa bir idari işlem, onlar bile geri alınıyor. Burdurda çok açık mesela. Antalya yı bilemiyorum ama Burdur da örnekleri çok.”
PARALEL OLUP OLMADIĞI BELLİ OLMAYANLAR AYIKLIYOR!
Banu Barlas: Paralel olup olmadığı belli olmayanların paralel ayıklaması ne kadar sağlıklı? Sizin komisyonunuz da dahil. Kimin ne olduğunu bilmiyoruz ve bunlar her yeri sarmış. Önce bakanlardan, vekillerden ve meclisten başlanması gerekmiyor muydu?
Reşat Petek: “Gerekmez çünkü bu konunun siyaset ayağı Fetönün bu konu üzerindeki araştırma ve soruşturmaları rayından çıkarma gayretinden kaynaklanıyor. Sebebi de şu; 15 Temmuz darbe girişimi karşısında ilk defa bu durum karşısında bütün siyasi partiler ortak duruş sergiledi. Bu şu demek; siyasetin herhangi bir tarafı darbeden ve darbe girişiminden yana tavır almadı. Geçmiş darbelere veya girişimlerine baktığınız zaman 1960–80 bakın o darbelere, birisi karşısındayken diğeri ; “ E ne yapalım, hükumet de buna fırsat vermemeliydi.”diyerek hemen darbecilerden yana tavırlar alıyordu. Ama 15 Temmuz böyle olmadı. Dolayısıyla şimdi kalkıp da bu darbe girişimiyle mücadele ederken, bunun siyasi ayağı vardır, önce siyasetçiler içinde arayalım denildiği zaman hedef saptırılmış olur.
Ama bunu söylerken, Fetö’yü siyasetçilerin içinden hiç destekleyen yoktur veya işbirliği yapan yoktur anlamına gelmez. Önceliğiniz olması lazım. Öncelik silahı alanı, sağlayanı, bombalayana verilmeli. Bunları ayırt etmek lazım.”
KOMİSYON PARALEL ÇIKARSA?
Banu Barlas: Paralel şüphesiyle açığa alınanları, açığa alan komisyon paralel çıkınca ne yapıyorsunuz?
Reşat Petek: “Birkaç kurumda, artık bu genelkurmay hukuk muhabirliğini yapan Muharrem Köse gibi kişiler pek çok kişiyi paralel diye açığa aldı ve sonrasında kendisi açığa alındı. Sırf o attı diye tek başına tek işlem ile iade yoluna gidilmiyor gördüğüm kadarı ile. Tabii ki bu önemli bir husus, bu işlemleri yapan istihbarat veya etkili yetkili bir birim etkili olmuşsa, tek başına etkili olmadığı için ilgili kurumlar itiraz üzerine incelerken çok dikkatli inceliyor. İtiraz hallerinde bakanlıklar bakan yardımcıları başkanlığında incelemeler yapılıyor. İtiraz üzerine gelen hususlar tekrar incelendiğinde onun paralel içinden olduğuna dair kuvvetli delil yoksa onlar iade ediliyorlar.”
DEVLETTE BU TEMİZLİK BİTMEDİ
“Hala zaman zaman Fetö soruşturması yapan savcının sonradan açığa alınabildiği gibi uygulamalar çok değil. Şu an iadelerde de görülüyor, mevcut açığa alınanlara göre bu oranlar çok değil. Ancak çok değil deyip de mağduriyetin artmasına göz yummak da doğru değil.
Bu temizlik kesinlikle bitmiş değil. Bylock ile ilgili gelen belgeler direk Emniyet Teşkilatına geldi ve hemen bylock’u bıraktılar. Hiçbir şeyden emin değiliz çünkü bu çok sinsi bir hareket.”
3 YARDIMCIM FETÖCÜ ÇIKTI!
“Mesela ben çalıştırdığım uzmanlarım ile ilgili istihbarat dahil, birkaç kanaldan araştırdığım halde 3 kez atanan yardımcım Fetö’cü çıktı. Basına da yansıyan Ali Temizel isminde birisi, şüphe üzerine araştırdığımda 15 gün içinde ihraç oldu. Bu benim komisyonumda, Darbe araştırma komisyonuna bakanlığın gönderdiği, Maliye Bakanlığının çalıştırdığı bir uzman bu. Dedim bunu bana nasıl gönderdiniz? “İnanın bakanlıkta güvenilir, hem çalışkan hem işinin ehli olanlardan birisi.” Dediler. Bu doğrudur çünkü silahlı kuvvetlerden de dinliyorum.”
FETÖ'CÜLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ ŞUNLAR
“Çalışkan, disiplinli, işini bilen, kendilerini çok iyi gizliyorlar. İşlerinde başarılı oldukları için saf dışı etmek veya hemen soruşturmaya konu yapıp da başka nedenlerle falan onları uzaklaştırmak mümkün değil.
Gerçi çok az olmasına rağmen de bir anti tez olarak da diyenler; Zaten bunlar personel ve insan kaynaklarını ele geçirmişler. Kendilerinden olanları yurt dışına gönderiyor, bilgisinin üzerine bilgi koyuyor. Dönüp geldiği zaman da yurt dışına gitmiş, bir iki yıl orada çalışmış, konusunda biraz daha uzmanlığını ilerletmiş.
Geçen gün çağırdığımız Tümgeneral İbrahim Aydın, beni de gönder ben de öyle olurum dedi. Bunları çok da abartmamak lazım dedi ama bir yere kadar kabul ediyorum, işini yapar çalışkandır, o konuda falso vermez ama kendini de kamufle eder gideceği yere kadar gider.”
EN ÇOK İNSAN KAYNAKLARINA VE İSTİHBARATA EL ATMIŞLAR
En çok insan kaynaklarına ve istihbarata el atmışlar. Yargı da da böyleydi. Mesela Hâkimler-Savcılar Yüksek Kurulu Üyesi olup da itirafçı olan Mustafa Kemal Özçelik, Ahmet Hamsici, yeni itirafçı olan İbrahim Okur’un bu konudaki açıklamaları hakikaten korkunç. Hakimi, Savcıyı etkili yere kim getirir, Hakimler-Savcılar Yüksek Kurulu. Yani diğer bakanlıkların insan kaynakları gibi oranın da en üst makamı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu atama dairesi. Bu 3 daire, bunun bir dairesini ele geçirince, Yargıtaya üyeyi de o atıyor, başsavcıları da onlar atıyor, adalet ve komisyon başkanını da o atıyor. Ondan sonra da insan kaynağının en önemli merkezini de eline geçirmiş oluyorlar. Hep böyle yapmışlar.
Bakın silahlı kuvvetlere de sordum, istihbarat-insan kaynakları… Buraları ele geçirmişler, burayı ele geçirince zaten diğer yapılanmaları kontrol etmekte zorluk çekmemişler.
ANTALYA EMNİYET MÜDÜRÜ CELAL UZUNKAYA İLE UZUN BİR GÖRÜŞME YAPTIM
“İzmir’deki casusluk davasında kumpas kuranlar ile ilgili çok önemli bir soruşturma vardı. Orada çok önemli delillere ulaşıldı.
Bu delillere ulaşmada da şu an Antalya Emniyet Müdürü olan, o dönem İzmir Emniyet Müdürü olan Celal Uzankaya’nın yürüttüğü dava nedeniyle silahlı kuvvetlerde temizlik yapılması gereken isimler belirginleşerek ortaya çıktı. Celal Uzunkaya ile yeni uzun bir görüşme yaptım.
Ankara’daki Fetö ana iddianamesinde de ciddi bilgilere ulaşıldı. Bunlara ek olarak silahlı kuvvetlerde idari bazı tespitler var. Jandarma Genel Komutanı şurada ilk defa : “En az 800 tane üst rütbeli, General dahil olmak üzere tavsiye edeceğimiz kişiler var. Beni derdest eden Konya Garnizon Komutanı arabama geldi, bana silah çekti.”şeklinde ifade verdi.
FETTAH TAMİNCE’NİN DURUMU NEDİR?
Banu Barlas: Antalya’da Fettah Tamince’ye Neden Dokunulmuyor deniyor. Fettah Tamince için Fetö’nün kara kutusu, dokunulunca bütün zincir çözülecek deniliyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Petek: İsim olarak ben bir şey diyemeyeceğim ama bu örgüte finans desteği sağlamışsa veya Fetö ile ilişkisi varsa göreceksiniz gereği yapılacak. Bu bir anlık iş değil, bu konu savcılıklar tarafından da soruşturuluyor, gereği yapılacak, millet bundan emin olsun. Şimdiye kadar iş adamlarına kumpas kuranlar da, onlardan şantajla para alanlar da veya başka türlü para toplayıp da Pensilvanya’ya para akıtanlar da elbette ki soruşturma kapsamında olacak. Bakın soruşturmalar hiç durmuyor, her gün yeni operasyonlarla karşı karşıya kalınıyor.
Banu Barlas: Peki intihar haberlerine ne diyorsunuz Başkanım?
Reşat Petek: “Haksızlığa uğradığı için bu durumu onuruna yediremeyen insanlar var evet. Ama bu intiharlardan bazılarının Fettullah Gülen’in talimatıyla intihar edenler olduğu da söyleniyor. Fettullah Gülen’in talimatı: “ Kendinizi un gibi eleyin, feda edin ama bu davaya zarar vermeyin.” Gülen’in bu tip verdiği mesajlar da akışı etkiliyor. İtiraflar arttığı anda bir mesaj yayınladı; “ Sizin yolunuz meşalelerle açılmış olduğu halde, siz karanlık içinde debelenmeyle uğraşıp, oralarda çıkış arıyorsunuz. Hâlbuki sizin yolunuz aydınlık.” Diyor.
Gülen’in tutuklulara verdiği mesaj; “ Siz kurtulacaksınız, yolunuz açık, başka metotlarla, itirafçı olarak çıkmak suretiyle siz karanlığa doğru gidiyorsunuz.” Diyor.
Arkadaşlarının itirafçı olmasının liderleri tarafından hoş görülmediği konuşuluyor. Fettullah Gülen’in dünyalarına da ahretlerine de zarar vereceğini düşünüyorlar.
Şimdi bir kısmı böyle, ama kabul edelim ki bunu onur meselesi yapan ve işi intihara kadar götüren kişiler hakikaten bu yapıyla alakası olmayıp iftiraya uğrayanlar."
Özlem Sidel: Üstlendiğiniz bu görev itibariyle de fazlasıyla göz önünde olmanız ve üzerinize binen yük aile hayatınızı nasıl etkiledi?
YÜKÜM AĞIR
Reşat Petek: “Yüküm ağır, komisyon işlerinin yanında siyasi çalışmaları da yürütüp tabanımızla da bağı kesmemek için, herkesin Cuma akşamı mesaisi bitip tatile girdiği anda biz hafta sonu yeni bir mesaiye başlamış oluyoruz. Şu anda 7 gün 24 saatlik bir çalışma temposu içersindeyim.
Bu nedenle Burdur Bucak’da evim bulunsa da çekirdek ailem, çoluğum çocuğum İstanbul’da. Ben İstanbul’da siyasete başladım. Bu açıdan aile hayatı olarak oldukça dağınık bir hayatım var. Ailecek bir araya gelip oturmayı bile unutur olduk bu çalışmalar nedeniyle. Ancak bu komisyon 3 veya 4 ay gibi süreli olduğu için, elimizde çanta müfettiş gibi dolaşmayı da göze almış durumdayız. Bu yüzden biraz seçim bölgemizde, biraz Ankara’da biraz Bucak’da Burdur’da çalışıyorum.
Evimle ve çocuklarımla ilgilenmem minimize oldu. Ancak bu meclis mademki bana böyle bir görev verdi, böyle tarihi bir görev tevdi edildi, bunu mutsuz olarak yapmam mümkün değil. Tarihe not düşüyoruz hakikaten, çok önemli bir görev. Fetö’yü, darbe girişimini araştırmak ve önlemler paketi koymak, bunu da sadece bir siyasi parti değil farklı siyasi partilerden oluşan bir komisyonun raporu olarak sunabilmek çok önemli. Hem içeride alacağımız tedbirler yönünden hem de Avrupa, Amerika gibi dış ülkelerde kendimizi doğru anlatabilmek bakımından çok önemli bir rapor olacağı kanaatindeyim.
Ben de bunlara istinaden uzmanlarımız ve komisyonumuzla beraber seve seve mesai harcıyorum ve hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
NeHaber'e evini açıp bizi ağırlayan ve sorularımızı sabırla cevaplandıran Sayın Reşat Petek'e bir kez daha teşekkür ederiz...
Banu Barlas
Kaynak: Banu Barlas