Antalya
Barosu Başkanı Polat Balkan ile Türkiye’de hukukun ve yargının son
yıllarda siyasi konjonktüre göre çalıştığını ortaya koyan bir röportaj
yaptık.
Yargı Reformu Reform Değil!
Banu Barlas soru 1: 2019’un en etkili ve sonuç doğurmaktan uzak en etkisiz yasaları nelerdi?
Başkan Polat:
Yargı Reformu Strateji belgesi… Bir belgeye reform adı veriyorsanız,
onun tarihsel bağlamın içinde düşünmek, içini doldurmak ve topluma
sunmak durumundasınız. Özetle söylemek gerekirse, o belgenin; hukuk
devleti, kuvvetler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı,
yargının temel kurucu unsuru olan savunmanın yargının içindeki rolü ve
pozisyonu ile temel bir vizyonu olmalıdır, bu belgede bunlar yok…
Vizyonu olmayan bir belgenin Yargı Reformu Belgesi gibi gösterilmesi
doğru değil.
Bir kere uluslararası verilere göz atmak zorundayız. Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, ifade ve basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi çağdaş ölçütlerde, haritada yerlerini göstermekte zorlanacağımız bazı dünya ülkelerinden bile gerideyiz. Yok basit yargılama usulüymüş, uygulamada yok yeşil pasaport verilecekmiş gibi ciddiye alınacak hiçbir tarafı olmayan düzenlemelerle sorunlar çözülmez. Bu yüzden bu yargı reformu hiçbir sorunun çözümü de değildir.
KHKlılar Sivil Ölüme Terkedildi!
Banu Barlas soru 2: Bülent Arınç’ın damadı FETÖ sempatizanlığını alenen itiraf edip cezalandırılmazken, Zaman Gazetesi’nin ortağı Fettah Tamince’ye takipsizlik veren savcı görevden uzaklaştırılmışken, Tamince’ye dokunulmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir kere uluslararası verilere göz atmak zorundayız. Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, ifade ve basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi çağdaş ölçütlerde, haritada yerlerini göstermekte zorlanacağımız bazı dünya ülkelerinden bile gerideyiz. Yok basit yargılama usulüymüş, uygulamada yok yeşil pasaport verilecekmiş gibi ciddiye alınacak hiçbir tarafı olmayan düzenlemelerle sorunlar çözülmez. Bu yüzden bu yargı reformu hiçbir sorunun çözümü de değildir.
KHKlılar Sivil Ölüme Terkedildi!
Banu Barlas soru 2: Bülent Arınç’ın damadı FETÖ sempatizanlığını alenen itiraf edip cezalandırılmazken, Zaman Gazetesi’nin ortağı Fettah Tamince’ye takipsizlik veren savcı görevden uzaklaştırılmışken, Tamince’ye dokunulmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başkan Polat:
Tek başına iş adamları veya siyasilerin üzerinden gitmek yerine genel
değerlendirmek isterim. Memleketin köküne kibrit suyu dökmek isteyen
Gülen Cemaati’nin ve FETÖ’nün ne kadar tehlikeli olduğu yıllardan beri
bilinmekteydi. 15 Temmuz alçak darbe girişimiyle bunu bir kez daha
görmüş olduk.
Tehlike çok uzun yıllardan beri belliydi ama siyasi partiler, bugünkü siyasal iktidar hedefleri doğrultusunda bu alçak terör örgütü ile işbirliğine gitti. Darbe sonrası tabii işler değişti, Fettullah Gülen Terör Örgütü ile mücadele edilmeye başlandı. Fakat zamanla anladık ki, bu mücadelenin (Bu benim kişisel yorumum) mücadele gibi olmadığı ve esaslı bir mücadele olmadığı anlaşıldı.
Tehlike çok uzun yıllardan beri belliydi ama siyasi partiler, bugünkü siyasal iktidar hedefleri doğrultusunda bu alçak terör örgütü ile işbirliğine gitti. Darbe sonrası tabii işler değişti, Fettullah Gülen Terör Örgütü ile mücadele edilmeye başlandı. Fakat zamanla anladık ki, bu mücadelenin (Bu benim kişisel yorumum) mücadele gibi olmadığı ve esaslı bir mücadele olmadığı anlaşıldı.
Bu
mücadelede yargı araçsallaştırıldı. Neredeyse Bank Asya’nın önünden
geçen insanlar tutuklanırken, insanlar hiçbir gerekçe göstermeden,
savunmaları alınmadan, OHAL KHKları ile bir gecede işlerinden,
yerlerinden, yurtlarından edilerek sivil ölüme terkedildi. Terör
örgütünün amaçları doğrultusunda hareket eden etkili ve yetkili kişilere
dokunulamadı. Bu da FETÖ ile mücadelenin etkin yapılamadığını gösterdi.
Daha düne kadar Fettullah Gülen’e övgüler düzen, Gülen’i Türkiye’ye
çağıran, Gülen’e ilerici bir rol biçen siyasiler birden bire
geçmişlerini unuttular ve günah çıkartırcasına Gülen’in karşısındaymış
gibi davranmaya ve konuşmaya başladılar. Bu inandırıcı değil… Gülen
Cemaati ile terör örgütüyle gerçekten mücadele etmek, memleketi
kurtarmak istiyorsak; bu örgütün devlet içindeki, kamudaki ve özellikle
siyasetteki üyelerinin, işbirlikçilerinin bir an önce hukuka uygun bir
şekilde soruşturulması ve yargılanması gerekmektedir.
Bu mücadelenin bu ayağı eksik, giderek de bu soruşturmalar ve kovuşturmalar ciddiyetini ve inandırıcılığını kaybetmeye başladı. Bu iş sulanmaya başladı, bu da umarım ileride başımıza daha büyük belalar açmaz.
Fettah Tamince’ye Siyasi Kalkan Oluşturuluyor
Banu Barlas soru 3: Peki FETÖ ile mücadeleye rağmen tek bir siyasi ayak bulunamamasına ne diyorsunuz?
Başkan Polat: Aslında herkes her şeyi biliyor… Kimin Fettullah Gülen Terör Örgütü’ne üye olduğunu, kimin sempati duyduğunu, kimin ne tür ilişkiler içinde olduğunu biliyor. Fakat çeşitli siyasal gerekçelerle koruma kalkanı oluşturuluyor.
Banu Barlas soru 4: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ve Ak Parti Genel Başkanlığı yetkilerine sahip olmasına rağmen “Yalnızım” söylemine dair ne düşünüyorsunuz?
Bu mücadelenin bu ayağı eksik, giderek de bu soruşturmalar ve kovuşturmalar ciddiyetini ve inandırıcılığını kaybetmeye başladı. Bu iş sulanmaya başladı, bu da umarım ileride başımıza daha büyük belalar açmaz.
Fettah Tamince’ye Siyasi Kalkan Oluşturuluyor
Banu Barlas soru 3: Peki FETÖ ile mücadeleye rağmen tek bir siyasi ayak bulunamamasına ne diyorsunuz?
Başkan Polat: Aslında herkes her şeyi biliyor… Kimin Fettullah Gülen Terör Örgütü’ne üye olduğunu, kimin sempati duyduğunu, kimin ne tür ilişkiler içinde olduğunu biliyor. Fakat çeşitli siyasal gerekçelerle koruma kalkanı oluşturuluyor.
Banu Barlas soru 4: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ve Ak Parti Genel Başkanlığı yetkilerine sahip olmasına rağmen “Yalnızım” söylemine dair ne düşünüyorsunuz?
Başkan Polat:
Bırakın devleti, en küçük bir yapıyı yönetirken bile dayanışma ve
görevleri paylaşma şart… Oysa şimdi makara geri sardı, bir kişi bütün
yetkilerin tamamını aldı. Böyle bir yetki ister istemez yalnızlaştırır.
Yanındaki çalışma arkadaşları ikna eder, bugün sizi bir yapı ikna eder,
yarın başka bir yapı ikna eder, işler sarpa sarar. Haksızlıklar baş
gösterir, karaya vurursunuz. Bunun sorumlusu bu sistemi önümüze koyan
insanlar. Halktan söz etmiyorum. Bu sistem bütün yaralarımıza merhem
olacakmış gibi, çok temel yaşamsal problemlerimize çözüm üretecek formül
bu rejimmiş gibi düşünüp halkı ikna eden insanlar bu çarpıklığın
sorumlusu.
Bu
yalnızlık kaçınılmazdı… Böyle bir rejim, eşyanın doğasına aykırı olduğu
gibi, insanın da doğasına aykırı… Biz bu referandum esnasında, bu
durumu öngörerek kurumsal olarak “Hayır” diyen ilk baroyuz. O zaman da
diyorduk; bu kadar yetki kimin eline geçerse geçsin, ortaya diktatör
çıkar… Üstelik çıkması madalyonun bir yüzü, çıktıktan sonra siyasetin
doğası gereği o kişi diktatörlüğe doğru gidecektir ve bir süre sonra bu
sistemden en çok da bu sistemi isteyen kişi zarar görecektir. Koskoca
Türkiye Cumhuriyeti’nin bu karmaşık yapısıyla, devletin karşılaştığı
sorunları tek bir kişiye bağlamak gerçekçi değil, çözülebilir değil,
bizatihi oluşabilecek en ciddi tehlikelerdendir.
Banu Barlas soru 5: Yargı reformu gerçekten reform mu?
Banu Barlas soru 5: Yargı reformu gerçekten reform mu?
Polat Başkan:
Değil… İlk günden beri söylüyorum. Antalya Barosu, “Yargı Reformu 2019
Stratejik Belgesi”ne ilk karşı çıkan barolardan biriydi. Benzer süreci
2009’da yaşadık, 2015’de yaşadık. Bu yaşananlar ileride çok başka
tehlikeleri de barındırıyor.
12
Eylül faşizmi denir ya darbeye dayanarak, bazı mahkeme kararları var
ki; devlete, askeri otoriteye hukuk dersi verir nitelikte. Bugün o
günlerden daha kötü… Özellikle Anayasa referandumundan sonra rejim
değişti. Yeni rejimin ismi hukuken koyulamaz nitelikte. Dünya anayasa
hukuku tarihinde böyle bir rejim yok… Ne olduğu belirsiz, absürt bir
rejimle gidiyoruz. Bu rejim sürdürülemez ve devlet aklının bir an önce
aklını başına toplaması, bizim de yeni bir anayasayı tartışmaya, yeniden
demokratik parlamenter rejimi konuşmaya başlamamız gerekmektedir. İşler
kötüye gidiyor… Bunları konuşacağız, anlatacağız, korkmadan, çekinmeden
konuşacağız. Bu işin panzehri bu…
Banu Barlas soru 6: Bunlar devlete, partilere, kamu kurum kuruluşlarına çoktan çöreklenmiş… Ülkemiz ele geçirilmiş. Kiminle neyi konuşacağız? Benim KPSS yolsuzluğunu bulduğum ekip arkadaşım, bilişim uzmanı Hakan Akbaba, paraleli bulan kişi olmasına rağmen, paralel şüphesi ile görevinden uzaklaştırılıyorsa, biz kime ne anlatacağız?
Banu Barlas soru 6: Bunlar devlete, partilere, kamu kurum kuruluşlarına çoktan çöreklenmiş… Ülkemiz ele geçirilmiş. Kiminle neyi konuşacağız? Benim KPSS yolsuzluğunu bulduğum ekip arkadaşım, bilişim uzmanı Hakan Akbaba, paraleli bulan kişi olmasına rağmen, paralel şüphesi ile görevinden uzaklaştırılıyorsa, biz kime ne anlatacağız?
Başkan Polat:
Ama şimdi devletin yapı taşları oynamaya başladı. Beka sorunu diyorlar
ya; en ufak bir sorunda muhalefet bastırılıyor, vatan haini ilan
ediliyor; aslında devletin bekası için en tehlikeli durum bu anayasal
rejimdir.
17-25 Aralık Kriteri Hukuka Aykırı
17-25 Aralık Kriteri Hukuka Aykırı
Banu Barlas soru 7: 17-25 Aralık kriterini hukuka uygun buluyor musunuz?
Başkan Polat:
Hayır kesinlikle bulmuyorum. Ceza hukukunun en temel gerçeği maddi
gerçeğe ulaşmaktır. Yalnızca 17-25 sürecindeki takınılan tutumu tek
başına soruşturmaya ve kovuşturmaya yeterli bulmam.
Banu Barlas soru 8: 17-25 kriterlerini Cumhurbaşkanı’nın şahsen koyduğu göz önüne alınırsa, zaten hukuka aykırı olmuyor mu?
Başkan Polat:
Türkiye açık cezaevine döner… Bu kriterlere dair dokunulması gereken
herkese dokunulsa Türkiye açık cezaevine döner… Şu anki mevcut tabloyu
10’a, 20’ye katlar… Ne yazık ki siyasal iktidar kendisine yakın
olanları, kendi istediği kalıba sokabileceklerine dokunmuyor, dokunsa da
belli bir yere kadar dokunuyor ama boyun eğdiremediklerine çok
acımasızca, hukuka aykırı işlemlerle yaptırımlar uygulayabiliyor.
Burada temel felsefe şu; hayata sağdan da soldan da baksanız, 60’lardan bu yana her 10 yılda bir darbe oluyor. Buradan çıkartılacak en temel sonuçlardan biri, bizim darbe ve darbe girişimleri ile hukuka uygun hesaplaşmadığımızdır… Eğer siz, terörle mücadele ediyoruz, düşüncesi ile hukuku çiğnerseniz, hukukun evrensel ilke ve değerlerine uymazsanız, o mücadele bir süre sonra rayından çıkar. Bir süre sonra mücadele ettiğiniz yapının ekmeğine bilerek veya bilmeyerek yağ sürersiniz.
15 Temmuz’da darbe girişimi oldu, dönemin Genelkurmay Başkanı 17 Temmuz’da darbe girişiminin bütün unsurlarıyla birlikte engellendiğini söyledi ama 20 Temmuz’da ülke genelinde OHAL ilan ettik, 24 Temmuz’da OHAL KHK’sı çıktı, sonra Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK’larının üzerinde yargısal denetim yapma yetkimiz yok dedi. Bu kararın çıktığı gün, Türkiye’de hukuk devleti anlayışı bitmişti… Bunun altını kalın çizgilerle çizmek gerekir. Üstelik Anayasa Mahkemesi, geçmişte verdiği emsal olabilecek 3 kararında bir OHAL KHK’sı da olsa, bu düzenleme üzerinde yargısal denetim yaparız demişti. Bu içtihadından döndü ve o gün aslında Anayasa Mahkemesi hukuk devletinin üzerine toprağı da attı!
Bu süreçten sonraki KHKlılar, hiçbir gerekçe göstermeden, tüm dünyada insanların en temel haklarından biri olan, kendisini savunma hakları dahi ellerinden alınarak, bir gece yarısı yayınlanan kararname ile işlerinden, yurtlarından edildiler. Bunun hukuken doğru kabul edilmesi mümkün değildir.
Banu Barlas soru 9: KHKlılar ve savunma hakları dahi olmadan FETÖCÜ ilan edilenlerden oluşan dev bir mağdur kitle var ülkemizde. Bu mağdurlara ilişkin ne düşünüyorsunuz?
Burada temel felsefe şu; hayata sağdan da soldan da baksanız, 60’lardan bu yana her 10 yılda bir darbe oluyor. Buradan çıkartılacak en temel sonuçlardan biri, bizim darbe ve darbe girişimleri ile hukuka uygun hesaplaşmadığımızdır… Eğer siz, terörle mücadele ediyoruz, düşüncesi ile hukuku çiğnerseniz, hukukun evrensel ilke ve değerlerine uymazsanız, o mücadele bir süre sonra rayından çıkar. Bir süre sonra mücadele ettiğiniz yapının ekmeğine bilerek veya bilmeyerek yağ sürersiniz.
15 Temmuz’da darbe girişimi oldu, dönemin Genelkurmay Başkanı 17 Temmuz’da darbe girişiminin bütün unsurlarıyla birlikte engellendiğini söyledi ama 20 Temmuz’da ülke genelinde OHAL ilan ettik, 24 Temmuz’da OHAL KHK’sı çıktı, sonra Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK’larının üzerinde yargısal denetim yapma yetkimiz yok dedi. Bu kararın çıktığı gün, Türkiye’de hukuk devleti anlayışı bitmişti… Bunun altını kalın çizgilerle çizmek gerekir. Üstelik Anayasa Mahkemesi, geçmişte verdiği emsal olabilecek 3 kararında bir OHAL KHK’sı da olsa, bu düzenleme üzerinde yargısal denetim yaparız demişti. Bu içtihadından döndü ve o gün aslında Anayasa Mahkemesi hukuk devletinin üzerine toprağı da attı!
Bu süreçten sonraki KHKlılar, hiçbir gerekçe göstermeden, tüm dünyada insanların en temel haklarından biri olan, kendisini savunma hakları dahi ellerinden alınarak, bir gece yarısı yayınlanan kararname ile işlerinden, yurtlarından edildiler. Bunun hukuken doğru kabul edilmesi mümkün değildir.
Banu Barlas soru 9: KHKlılar ve savunma hakları dahi olmadan FETÖCÜ ilan edilenlerden oluşan dev bir mağdur kitle var ülkemizde. Bu mağdurlara ilişkin ne düşünüyorsunuz?
Başkan Polat:
Bu insanlara kamuda iş vermiyorlar, özel sektör iş vermiyor, bankada
hesap dahi açamıyorlar… Peki, bu insanlar yaşamlarını nasıl
sürdürecekler? Bu insanlar hakkında yürütülen soruşturma da yok!
Birçoğunun verilmiş bir mahkûmiyeti veya herhangi bir mahkeme kararı da
yok. Devletin tek taraflı bir kararnamesinde isimleri geçtiği için adeta
sivil ölüme terkedildiler.
Banu Barlas soru 10: Ülkemizdeki faili meçhullere dair ne düşünüyorsunuz?
Başkan Polat: Bu
memleket ne yazık k, aydınlar, gazeteciler, yazarlar, avukatlar,
sanatçılar için ölüm tarlası. Bu yüzden 24 Ocak Cuma gününü hem faili
meçhule kurban verdiğimiz insanlara adadık, hem de Uğur Mumcu özel ödülü
ve anma töreni düzenledik. Bu memlekette ne yazık ki, faili meçhuller,
yargısız infazlar aydınlatılmıyor, bu cezasızlık politikası önleninceye
kadar bizlere düşen de mücadele etmek.
Banu Barlas soru 11: Fettah Tamince’nin otelinde öldürülen çocukla ilgili bir gelişme var mı?
Banu Barlas soru 11: Fettah Tamince’nin otelinde öldürülen çocukla ilgili bir gelişme var mı?
Başkan Polat:
Çok ayrıntılı bildiğim bir dosya değil. Ancak Fettah Tamince hakkındaki
soruşturma ve kovuşturmaların nasıl ilerlediğini çok iyi biliyorum.
Fettah Tamince’nin çevresinde örülen dokunulmazlık zırhı kaldırılıp,
Tamince de Türkiye Cumhuriyeti’nin herhangi bir vatandaşı gibi, hukuka
uygun bir şekilde soruşturulup, kovuşturulup, cezalandırılmadığı sürece
Fettulllah Gülen Terör Örgütü ile mücadele inandırıcı olmuyor.
Banu Barlas: Bizim bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok mu?
Tamince’ye yönelik iç hukuk yolları henüz bitmedi, yargı duvarına çarpıyor ancak o dosyaya bakan avukatlar gereğini yapıyorlar.
Banu Barlas: Bizim bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok mu?
Tamince’ye yönelik iç hukuk yolları henüz bitmedi, yargı duvarına çarpıyor ancak o dosyaya bakan avukatlar gereğini yapıyorlar.
Banu Barlas soru 12: Poşet düzenlemesi, arabada sigara içme yasağı gibi düzenlemeleri makul ve geçerli buluyor musunuz?
Başkan Polat:
Hukuk devleti olmazsanız, bir düzenlemeyi parlamentoda, komisyonlarda
tartışılmadan, toplumun ilgili kesimlerinin görüşlerine sunulmadan
olgunlaştırılmadan alelacele bir kararname ile çıkartırsanız, uygulamada
çok can yakarsınız.
Her şey bir kararname ile… Bu hukuk devleti olmadığımızın göstergesidir. Bir sabah bakıyorsunuz bir kararname yayınlanıyor; bir gün sonra bakıyorsunuz bir gün önce çıkartılan kararnamenin tam tersi yönünde bir kararname çıkıyor. Bakın ben size çok net bir rakam vereyim; referandum sonrasında seçimler yapıldı, seçimler sonrasında 55 tane Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlandı. Bunlardan 24’ü yeni düzenlemeler içeren kararnameler, 31’i çıkartılan bu 24 kararnamenin düzeltilmesine ilişkin kararnameler… Böyle sistem mi olur?
YENİ ANAYASA ŞART!
Her şey bir kararname ile… Bu hukuk devleti olmadığımızın göstergesidir. Bir sabah bakıyorsunuz bir kararname yayınlanıyor; bir gün sonra bakıyorsunuz bir gün önce çıkartılan kararnamenin tam tersi yönünde bir kararname çıkıyor. Bakın ben size çok net bir rakam vereyim; referandum sonrasında seçimler yapıldı, seçimler sonrasında 55 tane Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlandı. Bunlardan 24’ü yeni düzenlemeler içeren kararnameler, 31’i çıkartılan bu 24 kararnamenin düzeltilmesine ilişkin kararnameler… Böyle sistem mi olur?
YENİ ANAYASA ŞART!
Başkan Polat:
Bu sisteme mahkûm değiliz. Bir an önce, memleketimizin iyiliği için
yeni bir anayasa yapmalıyız. İş işten geçmeden… Yoksa freni boşalmış bir
kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz.
Banu Barlas soru 13: Hayvan haklarına ilişkin bir gelişme var mı?
Banu Barlas soru 13: Hayvan haklarına ilişkin bir gelişme var mı?
Kaynak: Banu Barlas