Antalya Vali Yardımcımız Sayın Canan Hançer Baştürk, Türkiye’de bulunan 2 bin erkek mülki amirin içinde 30 kadından biri…
1991 yılına kadar Türkiye’de tek bir kadın Mülk-i Amir bulunmamaktaydı. O yıla kadar buna engel olan şey ise, kadının at sırtında gidemeyecek olması (bahanesi) idi. Ülkemizde 1991 ve 1994 yılında toplam 7 kadın Mülk-i Amir ataması gerçekleşti. Sayın Baştürk 1994 yılında atanan 3 kadın Mülk-i Amirden biri.
Sayın Baştürk’le yaptığımız röportajımızda ilk sorum; Mülk-i Amir olarak atandıktan sonra kadın olarak karşılaştığı ilginçliklerin neler olduğu idi.
Baştürk: “ 1994 yılında atandığımda, Türkiye böyle bir duruma alışık değildi. O yıllarda atandığım Eskişehir ve ardından Erzurum’da, kendimi Kaymakam olarak tanıttığımda önce durup bir yüzüme bakıyorlardı. Bana hitaben ise “ Bacım” veya “ Abla” bile diyen oluyordu. Halen daha “ Hanımefendi” veya “ Canan Hanım” diyenler oluyor.
İdarecilik çok zor, kadın idareci olmak daha da zor… İlk yıllarda emirlerim havada kalıyordu. Zamanla sert olmaya başladım, kızmayı, tepki göstermeyi öğrendim. Başlarda memura kızdığımda kendim ağlıyordum, şimdi ise etkilenmiyorum, rütin işime devam ediyorum, evdeysem televizyonumu seyrediyorum”
Bir diğer sorum; erkek meslektaşlarınıza göre avantajlarınız ve dezavantajlarınız neler?
Baştürk: “ Kaymakamlık çok zor. Dağ bayır gezmek gerekiyor. Erkeklerden “ Siz avantajlısınız” diyen de oldu; “ Git evlen, kocan sana baksın.” Diyen de oldu…
Vali Yardımcılığı rahat bir görev, fiziki farklılıklar olumsuz etkilemiyor. Kadınların detaycı bakış açısı ve şefkat yönü, kadınları öne geçiriyor. İlk çocuğum kızdı, ardından erkek çocuğum olunca bu empati yapabilmemi sağladı. Oğlum olunca erkeklere yönelik bazı özelliklerin fıtrattan kaynaklandığını gördüm. Yine de kadın-erkek kıyaslaması yapınca rahatsız oluyorum. Bana göre herkesin artıları var, eksiklikleri var. Bunlara göre değerlendirilmeli insanlar.
Biz kadınlar daha duygusalız. Aşırı duygusallık hata yaptırıyor. Her şey dozunda olmalı. Biz kadınlar eğer duygusal yönümüzü kontrol altına alabilirsek, sahip olduğumuz farkındalıkla çok güzel işler yapabiliriz. Kadınlar dünü bugünü ve yarını düşünüyor. Etrafındaki her şeyi bir bütün olarak ve dağıtmadan yorumlayıp yönetebiliyor.”
Sayın Valime son sorum ise görevi süresince kadına dair karşılaştığı sorunların ne olduğu idi.
Baştürk: “ Genelde eşinden boşanmış, iş arayan kadınlar bize geliyor. Biz elimizden geldiği kadarıyla hepsine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kadına karşı şiddet azalmıyor, artarak devam ediyor. Ben şahsım adına kadına dair her tür sorun için çözüm odaklı yürütülen çalışmaların içersinde olmaya çalışıyorum. Hatta bu doğrultuda çözümcül projeler üreterek daha verimli olmayı hedefledim. Konuya dair sivil toplum kuruluşlarını ve kadın çalışması yapan dernekleri istişare etmeye ve birlikte çözüme yönelik proje oluşturmaya davet ediyorum.
Şunu da belirtmek istiyorum; çocuklarımız ve gençlerimize dikkat edelim. Bugün kadın erkek arasında yaşanan sorunların temelinde de muhakkak aile ve eğitim faktörü önemli rol oynamaktadır. Çocuklarımızın aile sevgisi görmesi ve eğitilmesi muhakkaktır. Onlar bizim geleceğimiz,geleceğine sahip çıkmaya davet ediyorum.
Sayın Valimize bize ayırdığı vakit ve tüm içtenliği ile cevapladığı sorular için teşekkür eder, saygılarımızı sunarız...
Akdeniz Medya Grup
Banu Barlas
1991 yılına kadar Türkiye’de tek bir kadın Mülk-i Amir bulunmamaktaydı. O yıla kadar buna engel olan şey ise, kadının at sırtında gidemeyecek olması (bahanesi) idi. Ülkemizde 1991 ve 1994 yılında toplam 7 kadın Mülk-i Amir ataması gerçekleşti. Sayın Baştürk 1994 yılında atanan 3 kadın Mülk-i Amirden biri.
Sayın Baştürk’le yaptığımız röportajımızda ilk sorum; Mülk-i Amir olarak atandıktan sonra kadın olarak karşılaştığı ilginçliklerin neler olduğu idi.
Baştürk: “ 1994 yılında atandığımda, Türkiye böyle bir duruma alışık değildi. O yıllarda atandığım Eskişehir ve ardından Erzurum’da, kendimi Kaymakam olarak tanıttığımda önce durup bir yüzüme bakıyorlardı. Bana hitaben ise “ Bacım” veya “ Abla” bile diyen oluyordu. Halen daha “ Hanımefendi” veya “ Canan Hanım” diyenler oluyor.
İdarecilik çok zor, kadın idareci olmak daha da zor… İlk yıllarda emirlerim havada kalıyordu. Zamanla sert olmaya başladım, kızmayı, tepki göstermeyi öğrendim. Başlarda memura kızdığımda kendim ağlıyordum, şimdi ise etkilenmiyorum, rütin işime devam ediyorum, evdeysem televizyonumu seyrediyorum”
Bir diğer sorum; erkek meslektaşlarınıza göre avantajlarınız ve dezavantajlarınız neler?
Baştürk: “ Kaymakamlık çok zor. Dağ bayır gezmek gerekiyor. Erkeklerden “ Siz avantajlısınız” diyen de oldu; “ Git evlen, kocan sana baksın.” Diyen de oldu…
Vali Yardımcılığı rahat bir görev, fiziki farklılıklar olumsuz etkilemiyor. Kadınların detaycı bakış açısı ve şefkat yönü, kadınları öne geçiriyor. İlk çocuğum kızdı, ardından erkek çocuğum olunca bu empati yapabilmemi sağladı. Oğlum olunca erkeklere yönelik bazı özelliklerin fıtrattan kaynaklandığını gördüm. Yine de kadın-erkek kıyaslaması yapınca rahatsız oluyorum. Bana göre herkesin artıları var, eksiklikleri var. Bunlara göre değerlendirilmeli insanlar.
Biz kadınlar daha duygusalız. Aşırı duygusallık hata yaptırıyor. Her şey dozunda olmalı. Biz kadınlar eğer duygusal yönümüzü kontrol altına alabilirsek, sahip olduğumuz farkındalıkla çok güzel işler yapabiliriz. Kadınlar dünü bugünü ve yarını düşünüyor. Etrafındaki her şeyi bir bütün olarak ve dağıtmadan yorumlayıp yönetebiliyor.”
Sayın Valime son sorum ise görevi süresince kadına dair karşılaştığı sorunların ne olduğu idi.
Baştürk: “ Genelde eşinden boşanmış, iş arayan kadınlar bize geliyor. Biz elimizden geldiği kadarıyla hepsine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kadına karşı şiddet azalmıyor, artarak devam ediyor. Ben şahsım adına kadına dair her tür sorun için çözüm odaklı yürütülen çalışmaların içersinde olmaya çalışıyorum. Hatta bu doğrultuda çözümcül projeler üreterek daha verimli olmayı hedefledim. Konuya dair sivil toplum kuruluşlarını ve kadın çalışması yapan dernekleri istişare etmeye ve birlikte çözüme yönelik proje oluşturmaya davet ediyorum.
Şunu da belirtmek istiyorum; çocuklarımız ve gençlerimize dikkat edelim. Bugün kadın erkek arasında yaşanan sorunların temelinde de muhakkak aile ve eğitim faktörü önemli rol oynamaktadır. Çocuklarımızın aile sevgisi görmesi ve eğitilmesi muhakkaktır. Onlar bizim geleceğimiz,geleceğine sahip çıkmaya davet ediyorum.
Sayın Valimize bize ayırdığı vakit ve tüm içtenliği ile cevapladığı sorular için teşekkür eder, saygılarımızı sunarız...
Akdeniz Medya Grup
Banu Barlas