ÖSSE Yatırım&İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Önder Baş; kentsel dönüşümün kontrolsüz dönüştüğünü savundu. Kentsel dönüşüme dair fikirlerini şu şekilde açıkladı:
“Kentsel dönüşüm İstanbul depreminden sonra, belediyelerin ve bu acıyı yaşayanların bir daha olmasın diye öne sürdüğü bir uygulama olarak geldi günümüze kadar. Eski binaların dayanıklılığının azaldığı düşüncesi ile hükümetin aldığı karar ile belediyelerin uyguladığı proje durumu halini aldı.
Ne yazık ki bu şekilde bir dönüşüm akıllıca ve kontrollü olarak ifade edilemez. Bu işi belediyeler değil, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapmalı kanımca. Bakanlık bu kentsel dönüşüm için kıstas koymalı mesela… Ada bazında, mahalle bazında kentsel dönüşüm projelerini onaylamalı ve uygulatmalı.
Hem bu dönüşümü yapacak hem de dönüşümden faydalanacak kişiler daha yaşanabilir bir site içinde eski evinin keyfenden daha keyif verecek bir sitede, mahallede yaşayacak, bu projeyi gerçekleştiren firmalar da gerçekten yaptığı bu dönüşümden kazanacak ve yatırımını arttıracak.
Şu anki oluşuma baktığımızda, kentsel dönüşüme dair gelen bina için yüklenici firmalara; “ Daireler bizim, dükkanlar sizin” deniliyor. İşin maliyet durumuna bakıldığında ise, yüklenici firma kazanmak bir yana zarar ediyor. Bu durumda makul olan, kentsel dönüşümün Bakanlık tarafından projelendirili, gerekirse ihale ile yaptırılmasıdır.
Bunun dışında yapılacak kentsel dönüşümler ne hızlı dönüşür ne de yapılmak istenen insanların hayalindeki kentsel dönüşüm olur. projeler Bakanlık tarafından mahalle veya ada bazında yapılırsa, gerçekten yaşanabilir, yolları geniş, parkı, bahçesi, otoparkı olan güzel siteler oluşturulabilir. Bu projenin kontrolü de bağlı bulunduğu belediyeye yaptırılabilir.
Bakanlık 100 yıllık bir kentsel dönüşümü, şehir planlayıcıları ile planlayıp, projelendirip hayata geçirmelidir. Bu belediyelerle olacak bir iş değildir. Şehrin mimarisi gelecek 100 yılı düşünerek yapılmalıdır ki, yatırımcı da vatandaş da memnun olsun…”
“Kentsel dönüşüm İstanbul depreminden sonra, belediyelerin ve bu acıyı yaşayanların bir daha olmasın diye öne sürdüğü bir uygulama olarak geldi günümüze kadar. Eski binaların dayanıklılığının azaldığı düşüncesi ile hükümetin aldığı karar ile belediyelerin uyguladığı proje durumu halini aldı.
Ne yazık ki bu şekilde bir dönüşüm akıllıca ve kontrollü olarak ifade edilemez. Bu işi belediyeler değil, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapmalı kanımca. Bakanlık bu kentsel dönüşüm için kıstas koymalı mesela… Ada bazında, mahalle bazında kentsel dönüşüm projelerini onaylamalı ve uygulatmalı.
Hem bu dönüşümü yapacak hem de dönüşümden faydalanacak kişiler daha yaşanabilir bir site içinde eski evinin keyfenden daha keyif verecek bir sitede, mahallede yaşayacak, bu projeyi gerçekleştiren firmalar da gerçekten yaptığı bu dönüşümden kazanacak ve yatırımını arttıracak.
Şu anki oluşuma baktığımızda, kentsel dönüşüme dair gelen bina için yüklenici firmalara; “ Daireler bizim, dükkanlar sizin” deniliyor. İşin maliyet durumuna bakıldığında ise, yüklenici firma kazanmak bir yana zarar ediyor. Bu durumda makul olan, kentsel dönüşümün Bakanlık tarafından projelendirili, gerekirse ihale ile yaptırılmasıdır.
Bunun dışında yapılacak kentsel dönüşümler ne hızlı dönüşür ne de yapılmak istenen insanların hayalindeki kentsel dönüşüm olur. projeler Bakanlık tarafından mahalle veya ada bazında yapılırsa, gerçekten yaşanabilir, yolları geniş, parkı, bahçesi, otoparkı olan güzel siteler oluşturulabilir. Bu projenin kontrolü de bağlı bulunduğu belediyeye yaptırılabilir.
Bakanlık 100 yıllık bir kentsel dönüşümü, şehir planlayıcıları ile planlayıp, projelendirip hayata geçirmelidir. Bu belediyelerle olacak bir iş değildir. Şehrin mimarisi gelecek 100 yılı düşünerek yapılmalıdır ki, yatırımcı da vatandaş da memnun olsun…”